World of Darkness, son birkaç senedir en çok ilgimi çeken evrenlerden biri olmayı başardı. Bunların içinde de tahmin edebileceğiniz gibi en sevdiğim Vampire: The Masquerade idi. Bu yüzden de Battle Royale olsun veya olmasın, Vampire: The Masquerade – Bloodhunt için oldukça heyecanlanmıştım. Yani, illa bana bu evrenden çok derin hikayelerin sunulmasına gerek yok; tanıdık karakterler, isimler, hatta tasarımlar bile beni bir süreliğine tutmaya yeterdi. Bu yüzden, bahsi geçen Battle Royale oyununun erken erişim sürecine Steam üzerinden katıldım ve oyun hakkındaki bazı düşüncelerimi sizlere aktarmak istedim.
Vampire: The Masquerade – Bloodhunt, şu anda oynaması ücretsiz olan ve erken erişim sürecinde yer alan bir Battle Royale oyunu. Diğer benzer oyunlarda olduğu gibi bu oyunda da deneyiminize kendi karakterinizi oluşturarak başlıyorsunuz. Yalnız, karakterinizi nasıl yaptığınız pek önemli değil; oyun başladıktan sonra geriye dönüp, her şeyi tekrardan değiştirebiliyorsunuz. Ayrıca, zamanla yeni kozmetik ögeler de açılabiliyor. Yalnız, oyunun en başında klan seçmeniz isteniyor ve bu oyunun yer aldığı evrene göre, size sunulan klan sayısı çok az. Oyunda şu anda sadece 3 klandan birini seçebiliyorsunuz.
Vampire: The Masquerade – Bloodhunt oyununda seçebileceğiniz klanların her birinin farklı yetenekleri olabiliyor. Daha sonra siz oyunu deneyimledikçe bu sistem biraz daha derinleşebiliyor. Yalnız, yeteneklerinizi özelleştirebildiğiniz gibi karakterinizi de özelleştirebiliyorsunuz ama bunlar genellikle ilerleme sistemleri ve mikro ödemelerin arkasında bulunuyor. Oyunda kıyafetler tek tek verilmiyor, set olarak elde ediyorsunuz ve farklı setler giyebiliyorsunuz. Bunu sevmiş olsam bile temel deneyimde hiçbir şey yeteri kadar sunulmuyor. Yani, yeteri kadar saç tarzı yok, yeteri kadar sakal tipi yok… Her şeyi zamanla açmanız gerekiyor.
Karakterinizi özelleştirdikten sonra ve yeteneklerinize de şöyle bir göz attıktan sonra sıra oyuna girmeye geliyor. Bu noktada, Vampire: The Masquerade – Bloodhunt oyununu dilerseniz tek başınıza, dilerseniz de grup olarak oynayabiliyorsunuz. Ben ön incelemem için bu oyunu solo modunda deneyimledim ve açıkçası grup olma ihtiyacı da hiç hissetmedim. Yani, tek başınıza deneyimleyebileceğiniz bir oyun. Yalnız, bu oyunu oynayabilmek için öncelikle yükleme ekranlarını geçmeniz gerekiyor. Oyunda ne yazık ki çok fazla hata var ve bunlardan bir tanesi de hiç bitmeyen yükleme ekranları. Bu tip problemlerle karşılaşmak, deneyiminizi çok kötü etkiliyor.

Vampire: The Masquerade – Bloodhunt ile ava çıkıyoruz
Vampire: The Masquerade – Bloodhunt oyununda eğer yükleme ekranlarını geçmeyi başarırsanız, karşınıza oyunun kısmen büyük sayılabilecek haritası çıkıyor. Bu haritada, nerede doğacağınızı seçmeniz gerekiyor. Yani, askeri Battle Royale oyunlarında olduğu gibi vampirleri helikopterlerden atmıyorlar. Ayrıca, oyunun haritasında Entity isimli düşmanlar ve bazı ögeler satın alabileceğiniz mağazalar da bulunuyor. Bunları zaten mini haritanızda görebiliyorsunuz. Geri sayım bittiği zaman ise klanınıza ait tipinizi/karakter sınıfınızı seçip, deneyiminize başlıyorsunuz. Klan sayısı az olsa bile en azından seçilebilecek 5-6 adet alt tip bulunuyor.
Vampire: The Masquerade – Bloodhunt oyununu kısmen benzersiz bir Battle Royale şekline sokan özelliği ise aslında The Masquerade. Bu oyunun evreninde vampirler, diğer insanların önünde güç kullanamıyor ve onların kanını ememiyor. Bunu yapmak, suç olarak kabul ediliyor. Battle Royale deneyiminin içerisinde de bu suçu işlediğiniz zaman herkes sizin mini haritada, tam olarak nerede olduğunuzu görebiliyor. Bu şekilde cezalandırılıyorsunuz. Savaş alanında ayrıca diğer tüm Battle Royale oyunlarında olduğu gibi farklı ganimetler ve silahlar toplayabiliyorsunuz. Evet, vampir olsanız bile silah kullanmanız gerekiyor.
Silahların ve diğer ganimet türlerinin farklı nadirlik seviyeleri oluyor ve bunlar farklı renklerde gösteriliyor. Zaten bu tip şeylere artık alıştık. Ayrıca, vampir temelli yetenekleriniz de Vampire: The Masquerade – Bloodhunt içerisinde sizinle oluyor. Yalnız, yeteneklerinizi güçlendirmeniz gerekiyor ve bunun için de insanların kanını gizlice emmeniz gerekiyor. Bir başka benzersiz nokta da burada çıkıyor: Her insanın kanı aynı değil ve duygular, kanı etkiliyor. Yani, her insandan emeceğiniz kan, farklı bir şeyi güçlendiriyor. Çevreyi tarama yeteneğinizi kullanarak, kanın neler yapabileceğini kolaylıkla görebiliyorsunuz.
Sokaklarda dolaşırken, bu insanları görebiliyorsunuz ama aslında sokaklarda da çok takılmamanız gerekiyor. Sonuçta bir vampirsiniz ve duvarlara tırmanabiliyorsunuz. Bu yüzden de evlerin çatıları, oyun alanlarına dönüşüyor. Sizden yüksekte olan düşmanlarınız ise size karşı otomatik olarak avantaj elde ediyor. Bu yüzden ganimetleri bir an önce toplayıp, havalanmanızı önerebilirim. Ayrıca birçok oyuncu da çatılarda saklanıyor. Ayrıca, sokakta insanlarla vampirler birbirine benzediği için düşmanları fark etme hızınız biraz yavaşlayacaktır. Bunu bir olumsuz nokta olarak görebilirsiniz ama beni çok rahatsız etmedi.

Bu oyunun yapması gereken çok fazla şey var
Vampire: The Masquerade – Bloodhunt, Lore bakımından Vampire: The Masquerade dünyasını seven oyuncuların çok ilgisini çekecektir. Bu oyuncular, oyunda bir süre de geçirebilir ama onun haricinde ne yazık ki çok da eğlenceli bir Battle Royale deneyimi sunulmuyor. Vampir yetenekleri ve kan emme gibi şeyler oyuna benzersizlik katsa bile düşmanı öldürme ve sizin ölme süreniz bence çok ama çok uzun. Ayrıca oyunda çok açık denge problemleri var. Bunun haricinde, daha erken erişim sürecindeyiz ama oyunda savaş bileti benzeri bir sistem var ve onda ilerleme kaydedebilmek çok ama çok uzun sürüyor. Bu durumda da ben oyundan hızlıca soğuyorum.
Daha da önemlisi, Vampire: The Masquerade – Bloodhunt oyununda Çin temelli bir anti-hile programı kullanılıyor. Bu program, bilgisayarınıza bir casus yazılım yüklüyor ve Steam sistemini tamamen kaldırsanız bile casus yazılım, bilgisayarınızda kalmaya devam ediyor. Geliştirici ekip bu konuda hiçbir şekilde ses çıkartmıyor ve sırf bu yüzden bile oyunu en azından bilgisayarlara indirmemenizi önerebilirim. Oyun, 2021 senesinde konsollar için de ücretsiz olarak çıkacak ve o zaman kendisini deneyimleyebilirsiniz. Eğer illa PC tarafında deneyimlemek istiyorsanız, bu casus yazılımı silmenin yolları var, onları araştırmanızı öneriyorum.
Vampire: The Masquerade gibi güçlü bir dünyayı arkasında bulundurmasına rağmen Vampire: The Masquerade – Bloodhunt, çok derin bir oyun gibi hissettirmiyor. Evet, henüz erken erişim sürecinin ikinci, üçüncü haftasındayız ama bu da bir ön inceleme zaten. Oyunun şu hali, oldukça eksik, hatalı ve denge problemleriyle sarılmış gibi görünüyor. Bu yüzden de zaten tam sürümün çıkışını veya en azından konsol versiyonunun çıkışını bekleyebilirsiniz. Bu dediklerime karşılık, oyun en azından estetik olarak çok güzel ve ait olduğu markanın dünyasını çok başarılı bir şekilde yansıtıyor.
Vampire: The Masquerade – Bloodhunt hakkında en azından şimdilik söyleyebileceğim hiçbir şey kalmadı efendim. Oyunun konsol versiyonu 2021 senesi içerisinde çıkacak ve o zaman, oyunu PlayStation 5 ile tekrar deneyimleyip, erken erişim süreci bittiyse, tam bir inceleme yazısı ile çıkacağım. Yalnız, o zamana kadar bu oyunu sadece markaya yakın olan oyunculara önerebilirim. Onun haricindeki oyuncular için herhangi bir Battle Royale oyunundan farkı çok olmayacaktır. Durum böyle olunca da piyasada zaten deneyimleyebileceğiniz çok daha kaliteli, geliştirilme süreci daha iyi noktada olan yapıtlar var. Onlara yönelmeniz, en iyisi.