Bulmaca oyunları söz konusu olduğunda, yaratıcı ortamlara sahip olanlara veya fizikle benzersiz şekillerde etkileşime geçen oyunlara yönelme eğilimindeyim. Yani, artık sıradan video oyunları beni biraz sıkmaya başlarken, daha farklı ve kreatif deneyimler arar hale geldim. Sad Owl Studios tarafından geliştirilen ve Thunderful Games tarafından piyasaya sürülen, tek oyunculu bir bulmaca ve platform oyunu olan Viewfinder ile de ilk karşılaştığımda, gerçeküstü, canlı dünyası ve perspektif değiştiren oynanışı anında ilgimi çekti.
Portal, Superliminal ve Gorogoa gibi oyunları anımsatan Viewfinder, tatmin edici bulmacalar ve türün ikonlarının yanında yer almasını sağlayan ilginç bir yapıt sunuyor. Öyle ki bu video oyununun içerisinde oyuncu olarak bizler, bu alanda daha önceki araştırmacılar tarafından yapılan keşifleri anlamak için gelişmiş bir bilgisayar simülasyonuna giren ve onu inceleyen bir araştırmacı rolünü üstleniyoruz. Oyuncular anlık bir kamera ve diğer araçların yardımıyla çevrelerini manipüle ederken, ortaya çıkan şey hırs, umut ve yeniliğin tuzakları temalarına değinen dokunaklı bir hikaye sunuluyor.
Viewfinder, her biri önceki araştırmacılardan birine ait olan ve onların bireysel tarzlarını ve ilgi alanlarını yansıtacak şekilde tasarlanmış beş ana merkeze bölünmüş bir yapıya sahip. Her bir merkez ve içlerindeki bulmacalar, oyuncuları oturup manzaranın tadını çıkarmaya teşvik eden görsel olarak çekici alanlara sahip. İlk seviyelerde, yemyeşil bitki örtüsü ve canlı resimlerle mücevher tonlarında oturma alanlarına bakan nazar muskaları bulunurken, sonraki seviyelerde çiçek açan lithops ve sukulentlerle süslenmiş dalgalı mor yapılar yer alıyor.
Viewfinder içerisindeki her bir merkez diyarının düzenine hatırı sayılır miktarda özen gösterilmiş ve bu da kendini gösteriyor. Deneyimi birbirine bağlayan tutarlı bir hikaye olsa da, hikayeyi kendi hızınızda çözmenize olanak tanıyan şey aslında toplanabilir ses kayıtlarıdır. Bulmacalara odaklanmak için kayıtları tamamen görmezden gelmek mümkün olsa da hikaye, büyük resmi anlamak isteyecek kadar ilgi çekiciydi. Oyuncular, sonunda simülasyon boyunca size eşlik eden ve bulgularınız için ek hikaye bağlamı sağlayan büyüleyici bir sanal kedi olan Cait ile tanışıyor.
Viewfinder oyununda kediyi sevebiliyoruz
Cait isimli bu sanal kediyi çoğu seviyede sevebiliyorsunuz ve böylece de kendisinin rahatlatıcı mırıltılarını duyabiliyorsunuz. Viewfinder, sırf bu özelliğiyle bile benden birkaç puan toplamayı başarıyor. Simülasyon içerisinde ise oyuncular, dünyayı değiştiren özelliklere sahip fotoğraflar üreten anlık bir kamera kullanarak çevrelerini manipüle edebiliyorlar. Bir seviyede oluşturduğunuz veya aldığınız herhangi bir resim önünüze yerleştirilebilir, böylece resmin içeriği manipüle edilebilen ve bulmacaları çözmek için kullanılabilen fiziksel nesneler olarak dünyaya getirebilirsiniz.
Resim yerleştirme sorunsuz ve aksamadan gerçekleşen bir oyun mekaniği olarak sunuluyor Viewfinder içerisinde; kaprisli doğası göz önüne alındığında hoş bir sürpriz aslında kendisi. Bulmacalar genellikle sizi bir sonraki bulmacaya ya da tamamlandığında merkez dünyaya geri götüren bir ışınlayıcıya güç sağlayacak araçları bulmayı içeriyor. Karışıma filtreler, fotokopi makineleri ve görüntü manipülasyon yeteneklerinizi artıran sabit kameralar gibi yeni unsurlar eklendikçe bulmacaların karmaşıklığı da sürekli olarak artıyor.
Viewfinder ayrıca, oyuncuların hatalarını hızlı bir şekilde geri almalarını sağlayan ve bulmaca çözme sırasında paha biçilmez bir araç haline gelen benzersiz bir geri sarma işlevi de sunuyor. Keşke bu tip özellikleri daha fazla video oyunlarında da görebilseydik. Bir diğer yandan da bulmacalar yeterince zorlayıcıydı, ancak çözülmesi asla imkansız görünmüyordu. Bu da yakalaması ilgi çekici bir denge bence. Yeni unsurlar eklendikçe, elinizdeki araçlarla denemeler yapmanız gerekecek ve genellikle üzerinde çalışmanız gereken bazı sınırlamalar karşınıza çıkacak oyunda.
Bir bulmacada çok uzun süre boşta kalırsanız, Viewfinder, oyun menüsünde bir ipucu sunacaktır. Her zaman mevcut olmasalar da, ihtiyaç duyduğumda ipuçlarının orada olmasından memnun oldum; genellikle çok açıklayıcı olmadan yardımcı olabiliyorlar. Yani, ipucu aldıktan sonra bile bulmacayı siz kendiniz çözmüş gibi tatmin oluyorsunuz. Her merkezde ayrıca tamamlandığında ek kamera filtreleri kazandıran isteğe bağlı bulmacalar da bulunuyor. İsteğe bağlı bulmacalar daha zor olma eğiliminde ve bazıları beni senaryo bittikten çok sonra bile zor durumda bıraktı.
İlgi çekici ve farklı bir bulmaca deneyimi
Viewfinder yapıtının içerisindeki dengeli bulmacalar, elinizdeki araçları kısıtlasa da, çevrenizdeki ayrıntılar üzerinde düşünürken oturacak bir yerinizin olmasına her zaman güvenebilirsiniz. Oyun boyunca bol miktarda sandalye olmasına rağmen, her zaman oturmak için zaman ayırmak zorunda kalmadım, en azından uzun süre değil. Düşüncelerinizi toplamak veya ortamın havasını solumak için bir saniye ayırmanın dışında, sandalye bolluğu başka bir amaca hizmet ediyor gibi görünmüyordu.
Çoğu oturma düzeni dekorun arasına düşünceli bir şekilde yerleştirilmiş gibi görünse de, bazı koltuklar duvarlara bakıyordu veya başka türlü pek bir manzaraya sahip değildi. Böylesine yaygın bir özellik, daha pratik bir amaca hizmet etseydi ya da en azından daha fotoğrafa değer manzaralar sunsaydı daha çekici olurdu. Oturmanın verdiği yenilik oldukça çabuk kayboldu ve ilk merkezleri keşfettikten sonra kendimi bu özellikten tamamen kaçınırken buldum.
Viewfinder oyununun yenilikçi, zekice bulmacaları ve bunları çözmenin verdiği tatmin duygusu beni her zorluğun üstesinden gelmeye heveslendirdi. İsteğe bağlı bulmacalar simülasyonda geçirdiğiniz süreyi biraz uzatsa da, deneyim genel olarak nispeten kısa hissettirdi. Bununla birlikte, oyunda mevcut olan düşünceli bir şekilde hazırlanmış bulmacalara harcanmış olması gereken zaman ve çabayı kesinlikle ama kesinlikle takdir edebilirim.
Viewfinder yapıtının benzersiz oyun mekaniği sizi kutunun dışında düşünmeye teşvik ediyor ve estetik açıdan hoş alanlar, ilgi çekici bilgi ve gerçeküstü görüntü manipülasyonu beni daha fazlasını istemeye bıraktı. Kısalığına rağmen, bu oyun, bulmaca türünde ileriye doğru zarif bir adımı temsil eden sağlam bir bulmaca oyunu. Bu yüzden, türü seviyorsanız kendisine bir şans vermek isteyebilirsiniz. Hayal kırıklığı yaşayacağınızı sanmıyorum.