Nintendo Switch konsolunda pek sıklıkla rastlamadığımız bir oyun türüne yeni bir örnek geliyor. Vigor isimli yapım, açık dünya temalı bir aksiyon ve hayatta kalma oyunu olarak Nintendo Switch için geliştirilmeye devam ediyor. 2018 senesinden itibaren Xbox One konsolunun kullanıcılarına ücretsiz olarak sunulan bu video oyunu ilk kez farklı bir platform için çıkışını gerçekleştirecek. Bahsi geçen yapım için bir kapalı beta süreci gerçekleştirildi. Bizler de bu sürece katılarak bazı deneyimler edindik ve bu deneyimleri sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Vigor oyunuyla güzel bir Norveç turuna çıkıyoruz
Açık söylemek gerekirse Vigor isimli yapım için benzerine daha önce rastlanmamış bir video oyunu tanımlaması yapılamaz. Popüler olan pek çok yapımın izlerini taşıyan bu video oyununda bir kıyamet sonrası senaryosu işleniyor. 1991 yılında geçen oyunda, uzun yıllar süren bir nükleer sava sonrasının Norveç’inde yaşam mücadelesi veriyoruz. Amacımız hayatta kalmak ve bu yolda ihtiyaç duyacağımız eşyaları toplamak oluyor.
Bu arada, oyunun türünün hayatta kalma ve aksiyon odaklı olduğunu söylemiştim fakat bu yapımda Battle Royale oyunlarından izler de yer alıyor. Hayatta kalma temalı oyunlarda, genel anlamda oyunun açık dünyasına çıkar ve bazı parçaları bir araya getirmeye, hayatımızı devam ettirmek için ihtiyacımız olan unsurları toparlamaya çalışırız. Bu süreçte güvenli bölgeler bulur ve yolumuza devam ederiz genellikle.
Vigor isimli yapımın temelindeyse; bir bölgeye ulaşıyor, buradaki terk edilmiş bir eve yerleşiyor ve çevrim içi deneyimler yaşayarak eşyalar toplamaya çalışıyoruz. Evimizi geliştirme imkanımız bulunuyor. Bu geliştirme sistemi şematik olarak adım adım ilerliyor. Ayrıca, topladığımız parçalardan üretim yapma gibi yeteneklerimiz de var fakat oyunun asıl aksiyon diye tabir edeceğimiz kısımlarını çevrim içi alanlarda görüyoruz.
Bahsettiğim çevrim içi kısımlara, yine evimizin içerisinde yer alan bir birimden giriliyor. Bu birime geldiğimizde Outlands olarak adlandırılan bölgelere geçiş yapabiliyoruz. Buralarda, 8 ile 12 oyuncudan oluşan müsabakalar gerçekleşiyor. Aslında, tam olarak bunlara müsabaka da demek istemiyorum. Amacımız, hayatta kalarak toplayabildiğimiz kadar eşyayı toplamak oluyor. Öldüğümüz veya öldürüldüğümüz takdirde bu eşyaları evimize götüremiyoruz.
Bir düşmanı biz öldürürsek de onun eşyalarını alarak yolumuza devam edebiliyoruz. Tabii, Outlands tarafında öyle kafamıza göre gezilecek bir alan sunulmuyor bizlere. Radyasyon yayılımları var ve hem diğer düşmanlara karşı hayatta kalmamız gerekiyor, hem de radyasyona maruz kalmadan geri dönebilme amacıyla hareket ediyoruz. Tüm unsurlara dikkat ederek, farklı bölümler halinde sunulan bu çevrim içi alanları başarıyla tamamlamak için uğraş veriyoruz.
Karakter özelleştirme seçenekleri fena değil
Outlands bölümleri, tahmin edebileceğiniz gibi Vigor oyununun esas oyun alanını oluşturuyor. Bu arada, bahsettiğim bölümlerde bir düşman tarafından öldürülürsek veya radyasyon zehirlenmesi yaşarsak bile belirli bir ilerleme kaydedebiliyoruz. Bir diğer deyişle, Outlands bölümlerinden kazanılan deneyim puanları sayesinde, sezon sisteminde ilerleyebiliyoruz. Bu ilerleme neticesinde, pek çok video oyununda gördüğümüz gibi bize çeşitli ödüller sunuluyor.
Sezon sisteminin ilerleyişi iki koldan sürdürülüyor. Yine pek çok benzer yapımdan hatırlanacağı üzere Battle Pass satın alanlar için fazladan ödüller sunuluyor. Battle Pass sahibi olmayan oyuncuların da ödüller kazanabiliyorlar. Kazanılan ödüllerin arasında; ganimet kutuları, kıyafetler, silah kaplamaları ve çeşitli hazır silahlar bulunabiliyor. Kazanımlar hem sığınak olan evimizde hem de oyunun diğer alanlarında kullanılabiliyor.
Battle Pass demişken Premium Battle Pass içeriğinin 900 Crowns birimiyle satın alınabildiğini söylemeden geçmeyeyim. Vigor oyununda, biriktirilen para birimleri anlamında da 3 tane ayrı birim yer alıyor. Bunlardan bir tanesi, gerçek parayla satın alınabilen Crowns birimi olurken, diğer iki tanesi materyaller ve yemekler olarak geçiyor ve oyunun bünyesinde kazanılabiliyor. Bu birimler, çeşitli üretim ve özelleştirme alanlarında kullanılabiliyor.
Karakter oluşturma kısmında detaylı seçeneklerle karşılaşmadığımı söylemem gerekiyor. Oyunun başında yalnızca karakterimizin yüzünü seçiyor ve oyuna giriş yapıyoruz. Oyunun devamındaysa karakterimize dair bazı özelleştirmeler yapmamıza izin veriliyor. Karakter özelleştirme bölümlerinin arasında; dış giysi, başlık, eldivenler, sırt çantası ve oyunun başında tercih ettiğimiz yüz ve karakterin modeli değiştirilebiliyor.
Ayrıca, silahlara ve çeşitli eşyalara dair özelleştirmeler yapılabiliyor. Oyundaki silah çeşitliliği göz ününde bulundurulduğunda özelleştirme seçeneklerinin kısmen yeterli olduğunu söyleyebiliyorum. Bu arada, oyunculara ait ifadelerin alınabildiğini ve özelleştirilebildiğini sözlerime eklemeden geçmeyeyim. Tüm bu unsurları, oyunun içerisinden ve sezon ilerleyişinde kazandığımız hediyeler vasıtasıyla elde edebiliyoruz.
Grafiklerin kalitesi yerine oyun performansı tercih ediliyor
Vigor oyununun Nintendo Switch sürümünde oyunun genel grafiklerinden ziyade performansın ön plana çıkartıldığı görülüyor. Deneyimlediğim kapalı beta sürümünden sonra bir değişikliğe gidilir mi bilmiyorum ama oyunun grafikleri, çözünürlük oranları düşürülerek sunulmuş durumda. Bu optimizasyon sistemiyle, açık dünya teması sunulurken performans kaybının oluşturulmaması amaçlanmış gibi bir izlenim edindim.
Nintendo markasının oyun konsollarını uzun süredir kullananlar için bu durum fazla şaşırtıcı olmayacaktır zannımca. Nintendo DS ve Nintendo 3DS gibi oyun konsollarında, bizzat Nintendo tarafından kullanılan bu yöntem sayesinde, oyunları belirli noktalarında düşük çözünürlüklü grafikler bulunurken, akıcı bir oynanışın sunulmasına önem verilmişti. Nintendo Switch ile bu zorunluluğun kısmen de olsa önüne geçildiğini görüyorduk ama Vigor oyunu resmen eski günleri hatırlatıyor.
Belirttiğim gibi bu yapımın tam sürümünde, grafiklere dair bazı iyileştirmelere gidildiğini görebiliriz fakat şu anki haliyle çevrede koca koca piksellerden oluşan manzaraları izlemek durumunda kalıyoruz. Öte yandan, düşük çözünürlüklü çizimlere kullanılmasına karşın oyunun pek çok yerinde aydınlatma efektlerinin ve kaplamaların yer alması da dikkat çekiyor. Grafiklerin çözünürlük kısmından ödün verilirken, grafik detaylarına özen gösterilmesi farklı bir izlenim edindiriyor.
Grafikleri anlatmaya çalışırken sanırım bu oyunun genel performansına da değinmiş oldum. Yine de performans anlamında, açık dünyaya çıkılmasına, etrafta geniş arazilerin bulunmasına karşın gayet akıcı bir oynanışla karşılaştığımı bir daha söyleyebilirim. Eğer oyunun atmosferine kendinizi kaptırırsanız ve gerektiği kadar odaklanırsanız, grafikler konusunda fazla sıkıntı yaşamayabilirsiniz.
Özellikle, Nintendo Switch konsolunu elde oynamayı tercih eden oyuncular için oluşan sorunun bir kademe daha azalabileceğini söyleyebilirim. Tüm bunlarla birlikte, uzun süredir bu adar büyük piksellerle karşılaştığım bir yapımı görmediğimi sözlerime ilave etmek isterim. Kısaca, karşımızda görsel zenginlik barındırmasına karşın çözünürlük değerlerinden çalınarak optimize edilen bir video oyunu duruyor.
Vigor, Nintendo Switch konsolunda daha fazla ilgi çekebilir
Okumakta olduğunuz ön inceleme yazısının başında bu yapımın yalnızca Xbox One konsolunun kullanıcıları tarafından oynanabildiğini söylemiştim. Bu oyunun Xbox One tarafında ne kadar popüler olduğunu bilemiyorum ama Nintendo Switch kullanıcıları için daha ilgi çekici bir yapı barındırdığını rahatlıkla söyleyebilirim. Oyun türünün etkisi burada etkili olacaktır.
Şöyle ki, yine bu yazının başından beri söylediğim üzere Vigor oyununa benzer yapımlara Nintendo Switch konsolunda sıklıkla rastlamıyoruz. Bu oyun; PC, PlayStation 4, Xbox One gibi platformların sahiplerinin dikkatini fazlasıyla çekmeyebilir ama Nintendo Switch tarafı için durum farklı olacaktır. Bu konsolda, hayatta kalma ve aksiyon türünde, kendine göre farklı unsurlar barındıran yapımlara hasret kalan kullanıcılar olacaktır.
Performans konusunda sıkıntısı olmamasına karşın bu yapımın tam sürümünde grafiklere dair bazı iyileştirmeler yapılırsa daha iyi sonuçların alınabileceği fikrindeyim. Bu arada, deneyimlediğim oyunun kapalı beta sürecinde olmasından ötürü sunuculardaki oyuncu sayısı sınırlıydı. Sınırlı oyuncuya rağmen, Outlands bölümlerine tek oyuncu olarak bağlanırken uzun süreli beklemeler yaşamadım.
Öte yandan, ikili takımlar halinde bu oyunu oynamak için uzun süreli bir bekleme süresiyle karşılaştım. Tahminimce, tam sürümle birlikte ücretsiz olarak yayımlanacak olan bu oyunda benzer bekleme süreleri yaşanmayacaktır. Tüm bunlarla birlikte, bu yapımdaki sezon sistemini de oyunun eğlencesine katkı sağlayan bir unsur olarak gördüğümü söylemeden geçmeyeyim.
Özetle, Nintendo Switch kullanıcılarının fazla seçenek bulamadığı bir yapım geliyor. Bu yapımın ücretsiz olması nedeniyle pek çok Nintendo Switch kullanıcısı bu oyunu deneyimleyecektir. Oyunun sezon içerikleri ve kapalı betasında aktif olmayan oyun türleri, bu oyunun ilerleyen zamanlardaki popülerliğini etkileyecek en önemli unsurlar olacaktır. Gerçek neticeleri ise bu yapımın Nintendo Switch için çıkacak olan tam sürümünde bekleyip göreceğiz.