Daha geçen gün sizlere Werewolf: The Apocalypse – Earthblood oyununun incelemesini sunmuştum. Açıkçası o oyun ile işimin bitmesini dört gözle bekliyordum; benim asıl hedefim Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest idi. Eğer internet sitemi uzun bir zamandır takip ediyorsanız, son 1-2 senede görsel romanlara olan ilgimin ciddi bir seviyede arttığını biliyorsunuzdur. Hatta, World of Darkness evrenine ilk girişimi de Vampire: The Masquerade – Coteries of New York ve Vampire: The Masquerade – Shadows of New York ile yapmıştım. Kendileri de birer görsel romandı. Şimdi incelediğim oyun ise aynı evrene daha farklı bir açıdan bakıyor.
World of Darkness, dev gibi bir evren ve Werewolf: The Apocalypse serisi de bu evrenin üç büyüklerinden biri. Bu seride kurt adamların doğayı koruması genelde ele alınıyor. Mesela, Werewolf: The Apocalypse – Earthblood oyunundaki amacımız, dünyanın kaynaklarını sömürmeye çalışan bir şirkete sızıp, onu yerle bir etmekti. Şimdi incelemekte olduğum Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest oyununda ise amacımız, kurt adam oluşumuza tanıklık etmek ve ardından da bizim için kutsal olan bir ormanın ağaçlarının kesilmesini engellemek. Tabii ben burada hikayeyi en basit ve en kısa şekilde söylemeye çalıştım.
Vampire: The Masquerade serisine ait görsel romanlarda maceramıza normal bir insan olarak başlayıp, bir şekilde vampir oluyorduk ve vampirlerin dünyasında farklı maceralar yaşayarak hayatta kalmaya çalışıyorduk. Geçen senelerde oynadığım o iki görsel roman da hala hafızamın bir köşesinde duruyor, inanılmaz yapıtlardı. Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest oyununda da kısmen aynı şey geçerli. Bu görsel romanda da maceramıza normal bir insan olarak başlıyoruz, kurt adam olmayı deneyimliyoruz ve ondan sonra da yine bir kurt adam, tabii zaman zaman insan da olarak, ormanımızı korumaya çalışıyoruz.
Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest, Polonya’nın ufak bir bölgesinde geçiyor. Burada oldukça eski, popüler ve yaşından ötürü artık çevresine zarar vermeye başladığı söylenen bir orman bulunuyor. Yetkililer ise bu ormandaki ölü ağaçların kesilmesini, ormanın temizlenmesini ve bakımının yapılmasını istiyor ama gerçekte de olduğu gibi devletin sadece hayrına iş yapmayacağını herkes biliyor. Bizler de bu küçük kasabaya gördüğümüz rüyaları anlayabilmek, ormanın önemini algılayabilmek ve geçmişimizi öğrenmek için bir arkadaşımız ile geliyoruz. Ardından da maceramız resmi olarak başlıyor.
Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest, sizi bambaşka diyarlara götürüyor
Bir video oyununun türü görsel roman olduğu zaman en önemli şey de hikaye ve hikaye anlatımı oluyor. Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest, bu konuda o kadar başarılı ki onu övebilecek doğru kelimeleri bile seçmekte şu anda zorlanıyorum. Yani, anlatılan hikaye bir kere çok güzel ve başarılı. Ayrıca hikayenin içinde gizem olduğu için sürekli olarak bir şeyleri merak ediyorsunuz ve oyun sürekli ilerlesin istiyorsunuz. Ardından hikayenin içine biraz gerçek dünya, biraz da kurt adamlar gibi fantastik ögeler eklenince, muhteşem bir formül elde ediliyor. Bu oyunun hikayesinde belki tek bir problem var, ondan da sonra bahsedeceğim.
Vampire: The Masquerade serisine ait olan son iki görsel romanda benim için büyük bir problem vardı: Oyun başlar başlamaz bir şekilde vampir oluyorduk ve bu yüzden evrene alışmak zaman alabiliyordu. Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest ise size uzun uzun her şeyi tattırıyor. Oyunun ilk bölümlerini insan olarak oynuyorsunuz ve içerisinde bulunduğunuz bölgeyi, karakterleri ve oyunun evrenini en iyi şekilde anlıyorsunuz. Ondan sonra kurt adama dönüşme olayları yaşanıyor ve birkaç bölüm de kurt adam olmaya alışıyorsunuz. Tam oyuna aşık oluyorsunuz ki ne yazık ki kendisi bitiyor ama her güzel şeyin de bir sonu olmalı tabii.
Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest; muhteşem hikayesini ve inanılmaz temposunu, çok başarılı bir şekilde yazılan cümleleri ile tamamlıyor. Sonuçta okunabilir bir yazı yazmak sanattır. Bazen öyle metinler görürsünüz ki cümleler arka arkaya yağ gibi kayarak okunur. Bizde öyle bir yetenek yok ama bu oyunun arkasındaki yazarlar, işlerini çok başarılı bir şekilde yapmışlar. Ben genelde bu tip oyunlardan bir tık korkarım, koskoca yazı duvarlarını okumak belki beni sıkar diye düşünürüm ama bu oyunu oynadığım tek bir saniye bile sıkılmadım, sürekli bir sonraki cümleyi okumak, nelerin olduğuna tanıklık etmek istedim.
2021 senesi yeni başladı, biliyorum ama Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest isimli bu oyun, hikayesi ve hikaye anlatımı konusunda şimdiden benim için 2021’in en iyi oyunu olmayı başardı bile. Bu noktada ülkemizin oyuncuları için tek bir problem olacaktır: Oyun ne yazık ki İngilizce. Ayrıca oyundaki dil öyle çok kolayca anlaşılır bir İngilizce de değil. Bu yüzden yabancı diliniz iyiyse bu oyunla haşır neşir olmanızı önerebilirim. Ayrıca, oyunda Türkçe dil desteği yok diye de puan kırmak gibi bir saçmalık yapmayacağım tabii ki. Zaten oyuncuların İngilizce öğrenmesi, kişilerin gelişimi için de çok önemli olacaktır.
Oyun boyunca göz önünde bulundurmanız gereken birçok şey var
Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest hakkında en çok sevdiğim şeylerden bir tanesi de oyunun içerisinde sadece metin okumuyorsunuz. Öncelikle, oyunda kontrol ettiğimiz karakterin adı Maia ve kendisinin bazı temel değerleri var. Bunlar; Rage, Willpower ve Health olarak geçiyor. Ayrıca, kurt adam olduğunuzda da aynı değerler varlığını sürdürüyor. Rage, bizim sinir seviyemiz ve kendisi düşük olursa daha sakin cevaplar veriyoruz. Tam tersi durumda da sinirli cevaplar verebiliyoruz. Ayrıca oyunda bize Rage kazandıran veya Rage harcamamızı sağlayan diyalog seçimleri de bulunuyor.
Rage, direkt olarak diyalogları etkileyebiliyor ve bazı seçimleri yapabilmek için Rage harcamamız da gerekiyor. Bunun üzerine bir de Willpower geliyor. Willpower, bizim bir şeyi yapma gücümüz. Bu gücümüzün ne seviyede olduğu diyalogları etkilemiyor ama bazı aksiyonları gerçekleştirebilmek için Willpower kullanmamız gerekiyor. Eğer, yeteri kadar Rage veya Willpower sahibi değilsek, o diyalog seçeneği üzerinden ilerleyemiyoruz. Canımız olan Health de Willpower ile aynı şekilde işliyor. Rage, Willpower veya Health değerleri sıfırlandığı zaman olumsuz sonuçlar doğabiliyor ama ölmüyoruz.
Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest oyununda daha fazla detay var ama öncelikle bu diyalog seçimlerinden biraz daha bahsetmek istiyorum. Vampire: The Masquerade için hazırlanan görsel romanlarda da aslında diyalog seçimleri vardı ama o seçimler pek etki etmiyordu. Yani, ne yaparsanız yapın, oyunun gidişatını değiştiremiyordunuz. Bu video oyununda ise diyalog seçimleri, sahip olduğunuz değerler ve çok daha fazlası oyunu etkileyebiliyor, tamamen farklı olaylar yaşayabiliyorsunuz ve oyunun finalini de değiştirebiliyorsunuz. Bu durum, okuduğunuz ve seçtiğiniz her şeye önem vermenizi sağlıyor.
Oyunun gidişatını, diyalogları ve daha fazlasını etkileyen diğer değerler ise karakterlerle olan arkadaşlıklarımız, ruhanilik gibi kişiliğimizin bazı özellikleri ve kurt adam olduğumuz zaman açılan şeref gibi yeni değerler olarak geçiyor. Oyunda yaptığımız seçimler, kişiliğimizi ve arkadaşlık ilişkilerimizi etkileyebiliyor. Mesela, Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest oyununun finali direkt olarak kişiliğinizden etkilenebiliyor. Ruhani bir insan olursanız farklı, analitik bir insan olursanız farklı sonuçlar elde edebiliyorsunuz. Tabii oyunun içerisinde daha fazla değer bulunuyor ama inceleme yazımda her şeyi de açığa çıkartmak istemiyorum.
Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest sayesinde biraz geçmişe dönüyoruz
World of Darkness evreninin ve Werewolf: The Apocalypse serisinin temeli aslında masaüstü rol yapma oyunlarına dayanıyor. Yani, Dungeons & Dragons gibi markaların türlerinden bahsediyorum. Bu sebepten ötürü oyunun içerisinde aynı o eski oyunlarda olduğu gibi karakterimizin detaylarını gösteren bir kağıt ve günlük var. Bu iki sistem aslında oyunda pek bir önem taşımıyor ama yine de kaybolduğunuzu hissettiğiniz anda onlardan yardım alarak yolunuzu bulabiliyorsunuz. Aslında, eğer bu oyun temellerine bu kadar önem verecekse, o tip sistemlerin biraz daha öne çıkartılmasını çok isterdim ama problem de değil açıkçası.
Tüm bunların haricinde, Vampire: The Masquerade – Coteries of New York ve Vampire: The Masquerade – Shadows of New York oyunlarında olduğu gibi Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest oyununda da bir sonraki adımımızı harita üzerinden seçebiliyoruz. Yani, oyun aslında bölüm sistemi üzerinden işliyor. Karakterimizin gitmesini istediğimiz mekanı seçiyoruz ve o mekan hikayeyi ilerletiyor. Diğer serinin oyunlarında olduğu gibi diğer mekanları ve yolları keşfetmemiz ne yazık ki mümkün olmuyor. Bu oyun tamamen tek yön olarak işliyor. Bu da beni rahatsız eden bir sistem olmadı; tam tersine sevdim.
Oyundaki bir başka ilgi çekici sistem ise kurt adam olabildiğimiz zaman dönüşebileceğimiz formu seçebiliyor olmamız. Mesela, geçen gün incelemiş olduğum Werewolf: The Apocalypse – Earthblood oyununda da benzer bir form seçme sistemi vardı. Bu oyunda da form seçebiliyoruz ve aslında bu da hikayenin gidişatını etkileyebiliyor. Yalnız bu etki çok da büyük olmuyor. Yine de kendisi bence oyuna eklenmiş olan güzel bir detay. Sonuçta, kurt adam olabiliyorsak, dönüşebileceğimiz formu da seçmemiz oyuna güzel bir gerçekçilik katacaktır. Yalnız, oyunun tamamı da ne yazık ki kusursuz sayılmaz efendim.
Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest hakkında bahsedebileceğim iki problem var. İlki, oyunun finalinin tatmin edici olmaması. Tabii ki finalden bahsetmeyeceğim sürprizleri kaçırmamak için ama final anı yaşandığı zaman ben tatmin olmadım. Şimdi, kendimi karakterin yerine koyunca, aslında bir maceranın hoş bir sonu gibi görünüyor her şey ama video oyunu oynayan bir oyuncu olarak baktığım zaman da 2-3 saatlik emeğimin sonucunda bir tatmin olma hissi bekliyorum. İkinci problem ise PlayStation 5 konsolunda oyunun kupalarının senkronize olmaması. Bu yüzden sistem, diğer tüm kupaları da senkronize edemiyor.
Son olarak bu güzel yapıtın sunumundan da bahsetmeyi unutmayalım
Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest, bir görsel roman ve bu yüzden aslında görsellik de önem taşıyor. Yalnız, burada bahsettiğim görsellik, AAA seviyesindeki oyunların görselliği ile aynı değil. Daha çok sanat tasarımı devreye giriyor böyle yapıtlarda ki yine geliştirici ekibi tebrik etmek gerekiyor; oyun için hazırlanmış olan her görsel, yaşanan anları çok iyi bir şekilde betimlemeyi başarıyor. Zaten inceleme yazım boyunca bazı tasarımları görebiliyorsunuz, hepsi birbirinden güzel, detaylı ve ilgi çekici şekilde tasarlanmış parçalar bence. Sanat tasarımı tarafında bu tip benzersiz işleri biraz zor görüyoruz günümüzde.
Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest gibi bir video oyununda görselliğin yanında sesler ve müzikler de çok önemli. Sonuçta, bu görseller bizim gözümüze hitap ediyor ve görme duyumuzu kullanarak bir şeyleri betimliyoruz. Yalnız, her şeyin arkasında bir ses olmadığı zaman da betimleme yapmak zorlaşıyor. Bu görsel romanda ise pek fazla müzik bulunmuyor, sadece 1-2 yerde çok basit parçalar çalıyor ama onun dışında her bölüm için ayrı ayrı ses efektleri, ambiyans sesleri filan bulunuyor. Tüm bunlar sayesinde de kendinizi gerçekten oyunun içinde hissedebiliyorsunuz, satırları okurken adeta evrenin içine yolculuk yapıyorsunuz.
Durumu toparlamak gerekirse, Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest benim için bu senenin en iyi video oyunlarından biri. Açıkçası, daha geçen gün aynı seriden bir oyuna ortalama bir puan vermişken, şimdi de bu oyuna yüksek bir puan verecek olmam ilginç hissettiriyor ama sonuçta iki oyun da farklı geliştiricilerin ve dağıtımcı şirketlerin elinden çıkıyor. Bu yüzden bir yandan da duruma şaşırmamak gerekiyor aslında. Umuyorum ki 2021 ve ilerisinde World of Darkness için görsel roman tipinde video oyunları geliştirilmeye devam edilir ve daha fazla insan hem bu oyun türü ile, hem de World of Darkness ile tanışır.
Werewolf: The Apocalypse – Heart of the Forest oyununu İngilizce bilgisine güvenen herkese öneriyorum. Görsel romanları seviyorsanız, World of Darkness evrenini seviyorsanız, sadece Werewolf: The Apocalypse markasından hoşlanıyorsanız veya genel anlamda böyle bir oyunu görüp de merak ettiyseniz, gözünüz kapalı bir şekilde bu oyunu satın alabilirsiniz. Hatta, bu oyunu siz de severseniz, hemen Vampire: The Masquerade markasından olan görsel romanlara da göz atmanızı öneriyorum. Onların da incelemeleri internet sitemde yer alıyor ve incelemelere giden bağlantılar da zaten bu yazımın ilk paragrafında duruyor.
