Vahşi batıya geri dönerek, ölümle yaşam arasında kalan bir kovboy olmak ister miydiniz? Yanıtınız evet ise West of Dead tam da size göre olan bir video oyunu olabilir. Kendine özgü tarzıyla dikkat çeken bu yapım, son dönemin en çok ilgi çeken bağımsız yapımlarından birisi olmak için karşımıza çıkıyor. Bir süredir beta aşamasında olan bu oyunun tam sürümünü PC üzerinden sizler için kaleme alıyoruz. Sizler de hazırsanız, sözlerin yetersiz kalacağı ve silahların konuşacağı bu ilginç dünyayı anlatmaya başlayalım.
West of Dead ile ölüp ölüp diriliyoruz
Son yıllarda çıkışını gerçekleştiren bağımsız oyunlarda sıklıkla gördüğümüz ölünce en baştan başlama durumunu, West of Dead oyununda da görüyoruz. Ölündüğü zaman yeniden başlanan ve pek çok benzeri bulunan bu oyun türüne ait yapımlar sık sık hayatımıza giriyor. Bu türdeki oyunlarla daha önce karşılaştıysanız sorun yok ama bilmeyen okurlarımız için kısaca bir tanımlama yapabilirim.
Bu tip oyunlar aslında aksiyon ve rol yapma oyunu türlerinin özelliklerini taşır fakat kabul edilen en önemli özelliği, karakterimizin ölmesiyle oyunun en başa ya da oynanan bölümün en başına dönülmesidir. West of Dead de kısaca tanımladığım bu türün bir örneği olarak gösterilebilir. Bu oyunda, vahşi batıda ölümle yaşam arasında kalan bir kovboyun macerasına, tabiri yerindeyse ölüp ölüp dirildiğimiz bir yapı içerisinde katılıyoruz.
Aslına bakarsanız, bahsi geçen yapıtı oynamaya başladığımdan itibaren aklıma Dead Cells ve Children of Morta oyunlarının yapısı geldi. Bu oyunlar biraz daha piksel sanatı üzerine görsellik sunarken, incelemesini gerçekleştirdiğim yapıtın kasvetli bir çizgi filmi andıran grafiklere sahip olduğunu gördüm. Grafik yapısı dışındaysa, genel oyun tarzları açısından örnek verdiğim iki bağımsız oyunla West of Dead oyununun önemli benzerlikler barındırdıklarını söyleyebilirim.
Bana göre bu benzerliklerin en önde gelenleri, ölündüğünde bölümün başına dönülmesi ve bölümlerin rastlantısal olarak tasarlanmasıdır. Bunların dışında, incelemekte olduğum video oyunu izometrik bir kamera açısına sahiptir ve genel olarak bir nişancılık oyunudur. Bu özelliğiyle de üst kısımda saydığım örneklerden keskin bir çizgiyle ayrıldığı söylenebilir.
Tüm bunların yanında West of Dead oyununda siper alma mekanikleri önemli bir yer tuttuğunu belirtebilirim. Rastlantısal olarak tasarlanan bölümlerde düşmanlarla girilen çatışmalarda siperlerin arkasına sığınmak, bu oyunun can alıcı kısımlarından birisini oluşturur. Karakterimiz siperdeyken daha hızlı şarjör doldurur ve ateşli silah kullanan düşmanların saldırılarından kaçınır. Bu genel anlatımın ardından gelin bir de nasıl bir ilerleyiş sistemiyle karşı karşıya olduğumuza daha derinden bakalım.
Cehenneme girmeden alev alev yanıyoruz
Karakter seçme ve görsel anlamda özelleştirme sisteminin olmadığı bir oyun West of Dead. Nicolas Cage tarafından baş rolü üstlenilen Hayalet Sürücü filmindekine benzeyen bir karakteri canlandırıyoruz. Bu karakterimiz ölü bir kovboy ve kendisi arafta kalmış durumda. Bu ilgi çekici karakterin oldukça kasvetli olan macerasına merhaba dediğimde, oyunun mekaniklerinin kendine özgü yapısı doğrudan ilgimi çekmeyi başardı.
Bahsettiğim oyun mekanikleri, hızlı aksiyondan ziyade dikkatli olunması gereken ağır bir oynanış yapısını bizlere sunuyor. Düşmanların arasına keyfi bir biçimde atlamaktan kaçınmamız gerekiyor ve attığımız adımlarda yapabileceğimiz en küçük bir hatayla, onlarca dakikalık emeğimiz yok olabiliyor. Dikkatli oynandığında ise oyuncuları tatmin edebilecek olan savaş mekaniklerinin keyfini sürüyoruz.
Belirttiğim gibi West of Dead, siper alma mekaniklerinin sıklıkla kullanıldığı bir yapıt. Rastlantısal olarak tasarlanan bölümlerin pek çok kısmında, düşmanların atışları neticesinde yıkılabilen siperler bulunuyor. Bunlarla kendimizi koruyabiliyoruz fakat bu oyundaki her düşman ne yazık ki sabit kalmıyor. Oyunun başında karşılaşacağımız ilk düşmanlar bulundukları yerlerden bizi öldürmeye çalışırken, kısa süre sonra hareket eden düşman türleriyle karşılaşıyoruz.
Bu durum da bizi taktiksel anlamda düşünmeye itiyor. Unutmadan belirteyim ki yine henüz oyunun başındayken iki adet ateşli silah emrimize sunuluyor. Bu silahları aynı anda kullanabiliyoruz. Klavye ve fare ikilisiyle oynuyorsanız farenizin sağ ve sol tuşları ateş etme işlemini gerçekleştiriyor. Oyunun önerdiği gibi bir kontrolcü kullanıyorsanız da sağ ve soldaki tetik tuşlarıyla ateş edebiliyoruz. Örneğin, ben PlayStation 4 kontrolcüsü ile bu deneyimi yaşadım ve ateş etmek adına R2 ve L2 tuşlarını kullandım.
Bununla birlikte, eğer kontrolcü kullanıyorsanız sol analog çubukla karakteri hareket ettirir, sağ analog çubuklaysa karakterin nişan aldığı noktayı ayarlayabilirsiniz. Ayrıca, karakterimiz siperlere otomatik olarak girebiliyor ve ateş tuşuna basıldığında kafasını siperin üzerinden çıkartıyor. Siper bölgesi terk edildiğindeyse normal haline geri dönüyor. Oyunun bir diğer ana hareketi olan kaçınma ise PlayStation 4 kontrolcüsündeki X tuşuyla yapılıyor.
Ölmediğimiz takdirde karakterimiz gelişmeye devam ediyor
Hemen üst kısımda West of Dead oyununa başladığımızda bize iki farklı silahın verildiğini söylemiştim. Karakterimizi geliştirecek olan unsurlar da bizleri fazla bekletmeden hemen ilk oyunun içerisinde karşımıza çıkıyorlar. Genel amacımız, bölümlerin içerisinde yer alan daireleri aktif etmek olduğundan ötürü, keşfetme odaklı bir yapı izlememiz gerekiyor. Bu keşif odaklı oynanış sırasındaysa karakterimizi geliştirecek bazı istasyonlar karşımıza çıkıyor.
Bu istasyonlardan en sık karşılaştığımızda bize karakterimizi geliştirmek adına 3 seçenek sunuluyor. Karşımıza çıkan seçeneklerde bir veya birden fazla özelliği geliştirebilme imkanına sahip oluyoruz. Oyunda karşıma ilk çıkan geliştirme seçeneğinden örnek verecek olursam, seçeneklerin birisinde can barımın maksimum seviyesini %90 ve yakın dövüş silahımın hasarını %53 arttırmak vardı. Bir sonraki seçenekte ise ateşli silahlarımın verdiği hasarı %53 arttırmayı tercih edebilirdim.
Bahsettiğim geliştirme istasyonu bölümlerin arasında bulunabiliyor ve oranları değişmesine rağmen bize benzer seçimler yaptırmayı hedefliyor. Burada yapılan tercihler için ücret ödemiyoruz. Bir diğer geliştirme istasyonundaysa karakterimiz için takı alıyoruz ve bu takılar bir çeşit savunma gücü veriyor. Benim aldığım savunma takılarından bir tanesi, kaybettiğim canı geri kazandırmaya yarıyordu. Tüm bunlarla birlikte, yine bölümlerin içerisinde yeni ve daha güçlü silahlar bulabiliyoruz.
Bu silahları tercihimize göre üzerimizdeki silahlarla değiştirebiliriz çünkü bizim yalnızca 2 adet silah taşımamıza izin veriliyor. Ayrıca, yine bölümlerin içlerinde bazı dükkanlar bulunuyor ve bize silah satmak istiyorlar. Buralarda 3 farklı silahtan tercih edilen bir tanesini satın alabilirsiniz. Satın alma işlemi için topladığımız demirler kullanılıyor. Burada, tercihimize göre paramızı harcayabiliyor veya bekleyebiliyoruz.
Bir de bölüm sonlarında karşımıza çıkan bir durum var ki burasının Dead Cells oyunundan neredeyse birebir olarak kopyalandığını söyleyebilirim. Bir bölümü bitirdiğimizde farklı bir ortama geçiyoruz ve burada kilitlerini açabildiğimiz bazı unsurların bulunduğu bir istasyon ile can barımızı doldurduğumuz bir diğer istasyon ortaya çıkıyor. Topladığımız günah puanlarını karakterimize kalıcı getiriler katmak adına burada kullanıyoruz. Öldüğümüzde diğer karakter geliştirme işlemlerimiz kaybolsa da günah puanı ile bölüm sonunda yaptıklarımız kalıcı oluyor.
West of Dead, düşman çeşitliliği bakımından tatminkar
Kalıcı olan gelişmelerden bahsederken oyunun genel mantığının da ortaya çıktığını söyleyebilirim. Bahsettiğim kalıcı gelişmelerin arasında can iksiri bulundurmadan, zırh almaya, çeşitli silahların kilidini açmaya kadar pek çok seçenek yer alıyor. Bu seçeneklerin bazıları kalıcı olarak karakterimize eklenirken, bazı unsurların kilidini açıyoruz ve oyunda kazanabilir hale getiriyoruz. Örneğin, zırh alırsak oyuna yeniden başladığımızda bu zırh karakterimizin üzerinde bulunmuyor.
Bununla birlikte, oyunun içerisinde demirle satın alınan istasyonlarda veya diğer alanlarda zırh alabilmemiz mümkün oluyor. Can iksirleri ise zırhlardan farklı olarak başlangıçta karakterimizin yanında yer alabiliyor. Tıpkı Dead Cells ve benzeri olan video oyunlarında olduğu gibi aslında her seferinde en baştan başlamış olmuyoruz. Her öldüğümüzde oyunun ilk sahnesine döndüğümüzü kabul ediyorum ama bölüm geçişlerindeki kazanımlarımız bizimle birlikte geliyor.
Burada tercih yapma şansı oyunculara bırakılıyor. Örneğin, dondurucu silahın kilidini tek seferde açamazsanız bile birkaç bölüm geçişinin ardından bu silahın oyunun içerisinde aktif olmasını sağlayabiliyorsunuz. Gelişim açısından stratejik bir biçimde hareket etmek elimizdeyken, bölümleri bitirebilmek adına attığımız her adımda da dikkatli olmak gerekiyor. Basit bir yapıdan bir anda Dark Souls oyunlarına benzeyen bir yapının içerisinde kendimizi bulabiliyoruz.
Dolayısıyla, tam kendimi geliştirdim derken bir anda ölmek kaçınılmaz olabiliyor. Ayrıca, üst kısımda bahsettiğim gibi bazı kalıcı güçlendirme unsurları alabiliyoruz fakat güçlendikçe henüz ilk bölümde karşımıza çıkan düşmanların çeşitliliği de artabiliyor. Düşmanlar demişken, West of Dead oyunundaki düşman çeşitliliğini de beğendiğimi söylemek isterim. Farklı davranışlar sergileyen pek çok düşman ve bölüm sonu canavarı bu oyunda yer alıyor.
Düşmanların bazıları sabit, bazıları fazla hareketli oldukları gibi siperlerin arkasında olsak bile zarar veren düşmanlara da rastlıyoruz. Bölüm sonu canavarlarının farklı mekanikler barındırmasıyla birlikte bu büyük düşmanlar ile normal düşmanlar arasındaki boyutlarda bazı iri düşman türlerini de West of Dead oyununda gördüğümü söyleyebilirim. Toparlamak gerekirse, düşman çeşitliliğinin fazla olması ve her bir düşmanın kendine özgü yetenekler barındırması da incelemekte olduğum bu oyunun oynanış çeşitliliğini arttırmayı başarıyor.
Bölüm yapıları, grafikler ve seslendirme
Bölümleri rastlantısal olarak tasarlanan West of Dead oyununda, gerektiğinde bazı mekânsal unsurları da kullanmamız gerekiyor. Bu unsurların başında siper almamızı sağlayan engellerin olduğundan üst kısımlarda bahsetmiştim. Bir diğer çok kullanılan mekan mekaniği ise açmamız gereken aydınlatmalar oluyor. Bölümlerin farklı noktalarında yer alan aydınlatmaları aktif hale getirdiğimizde, düşmanlarımızı şaşırtabiliyor ve bir süre hareket etmemelerini sağlıyoruz.
Aynı zamanda, her bir noktasından kasvet akan bu bölüm tasarımlarında karanlıkta kalan kısımlarda düşmanlar da olabiliyor. Karanlıkta olan bu düşmanları rahatlıkla vuramıyoruz. Bunun için de eğer mümkünse o bölgeyi aydınlatmamız gerekebiliyor. Tabii, önce aydınlatayım sonra savaşırım dediğimiz zamanlar da olacaktır ki bu cümleyi fazla kullanmamanızı öneriyorum. Ne zaman böyle bir fikre kapılsam, dört bir yandan gelen saldırıların hedefi oldum.
Adım adım hareket etmek, her şeyden önce en başa dönmemek adına oldukça önemli oluyor West of Dead oyununda. Bu arada, bu oyunun grafiklerinin sanatsal bir biçimde tasarlandığını söylemiştim. Aslında biraz sanatsal biraz da karanlıkla tasarlandığını söylersem yanlış bir tanım yapmamış olurum muhtemelen. Neticede açık olan alanlarda da, kapalı olan mekanlarda da aynı karanlık çizgiler karşımıza çıkıyor.
Öte yandan, grafiklerin oyunun atmosferine uygun olduklarını söyleyebilirim lakin bu karanlıkta bırakmak ve kademeli olarak dokuların oluşturulmasından ötürü bazen tuhaf görüntüler ortaya çıkıyor. Bazı durumlarda karşı tarafı gördüğüm fakat yalnızca kapıdan geçilebildiği alanlarla karşılaştım. Grafik yapısının ve işlenişinin biraz daha oturtulmasının gerektiği görüşündeyim. Oyunun seslendirmelerine geldiğimizde ise burada özel bir parantez açma ihtiyacı hissediyorum.
Oyundaki ana karakterin seslendirmeleri, Hellboy filmlerinden ve Fallout serisinin oyunlarından tanıdığımız Ron Perlman tarafından yapılmış durumda. Profesyonel bir ismin West of Dead oyununa imza atmasının da oyunun atmosferine büyük bir katkısı oluyor. Öte yandan, bu oyunun PC sürümünün performans anlamında gayet başarılı olduğunu belirteyim. Ayrıca, oldukça kapsamlı bir yapı sunan bu oyunun 1 GB sabit disk alanından daha azını kaplaması da ayrı bir övgüyü hak ediyor.
West of Dead oyununu kimler sevebilir?
Eğri oturum doğru konuşursak West of Dead için 7’den 70’e herkes tarafından beğenilerek oynanacak bir video oyunudur diyemem. Canı sıkılan herkes bu oyunu oynayamaz ki bunun nedenlerinin başında oyunun karanlık atmosferi ve ölündüğünde en başa dönülen yapısı geliyor. Ayrıca, zorlanmayı sevmeyen oyun severlerin de bu oyunu kayıtsız şartsız kucaklayacaklarını düşünmüyorum. Böyle söyleyince, West of Dead için kötü bir oyun tanımlaması yapacağım akıllara gelmesin lütfen.
Aksine, incelemekte olduğum bu yapıt gayet başarılı ve imkanlarını mantıklı bir biçimde değerlendirebilmiş bir video oyunu. Karakter çeşitliliği olsun, sunduğu heyecan dolu atmosferi olsun, kendine özgü oyun mekanikleri olsun, takdir edilebilecek unsurların West of Dead ile sunulduğunu gördüm. Benim belirtmek istediğim, güzel bir oyun olmasına karşın eğer bu türe alışık değilseniz kısa sürede hayal kırıklığına uğrama olasılığınızla ilgiliydi.
Öte yandan, Dead Cells, Children of Morta gibi oyunları beğenenlerdenseniz, West of Dead sizin için biçilmiş kaftan olacaktır. Tamam, bu oyunların genel yapılarından fazlaca ilham alınmış durumda ama bu oyunu özel yapan unsurlar da yok değil. Şahsen, bu oyunun her bir alanda oldukça heyecanlanarak deneyimler yaşadığımı söyleyebilirim. Tabii ki ölüp tüm birikimleri kaybetmek üzücü oluyor ama ölüme ulaşmamak için yaşanan heyecanın da yeri bir başka oluyor.
Sözlerimiz sonlandırmadan önce bu yapıtın Steam platformunda 32 Türk Lirası gibi gayet uygun bir fiyatla satın alınabileceğini hatırlatayım. Ayrıca, Xbox Game Pass sisteminin aboneleri de bu yapıtı hem Xbox One, hem de PC üzerinden ücretsiz olarak oynayabilirler. Bu fiyat etiketi ve sunulan imkanlar dahilinde şans verilebilecek bir video oyunuyla karşı karşıya oluyoruz. Dileyen okurlarımız, böylesi kolaylıklar ortaya çıkmışken bu türden bir bağımsız yapıma şans verebilirler.