Anlatacak bir hikayesi olanlar bilirler ki hikayenin konusu, karakterleri, duygusu kadar önemli olan bir unsur vardır: Hikayenin anlatımı. Hikaye anlatımının birçok türü vardır. Araştırmacılar geçmişten bugüne dek anlatılan hikayelerin ortak yönlerini keşfederek belli başlıklar altında toplamışlar. Bir de hikayenin anlatıldığı ortam vardır ki en önemli unsurlardan biridir. Ünlü bir iletişim uzmanı olan Herbet Marshall McLuhan’ın da dediği gibi “Ortam mesajdır”. Sinema, roman ve oyun gibi ortamlara göre tabii ki anlatım teknikleri değişebilir.
Bana göre bir hikayeyi anlatmanın en iyi ortamı oyunlardır. Görsel ve işitsel açıdan bir hikayeyi oynamak, kazanılan deneyimi üst seviyelere çıkarıyor. Bunda oyunun tercih ettiği hikaye anlatımı da önemli tabii. Bir oyunda eşsiz müzikler dinleyebiliriz, müthiş görsellerin tadını çıkarabiliriz, varsa oyun içi kitaplardan okuma yapabiliriz ki bazı oyunların içinde barındırdığı kitaplar o kadar detaylı ve üzerine düşülmüş ki edebiyat eseri okuyormuş gibi hissettirebiliyor. Bu yazıda, oyunlarda hikaye anlatımına başarılı bir örnek olarak gördüğüm When The Past Was Around oyununu inceleyeceğim.
When The Past Was Around, minik bir ekibin minik öyküsü
Oyunun içeriğinden bahsetmeden önce geliştirici ekipten bahsetmek istiyorum. Mojiken Studio, Endonezya’da kurulmuş küçük bir ekip. Oyunlara kendilerinden, kendi kültürlerinden bir şeyler katmayı seviyorlar. Bu oyundan önce dağıtımcı firmanın Coffee Talk isimli oyunlarını oynama şansım oldu. O oyunda da hikayeden çok hikaye anlatımı ve deneyim ön plandaydı. Oyunda bir kafe işletmecisi olarak müşterilerin hikayelerini dinliyorduk ve onlara kahve yapıyorduk. Mojiken Studios ve Toge Productions, basit ama etkileyici oyun yapmasını biliyor, bu da çok hoşuma gidiyor çünkü iyi oyun yapmak için büyük paralara, büyük imkanlara gerek olmadığını hatırlatıyor.
Oyunun hikayesinden bahsedelim. Eda ve Owl, birbirini seven genç bir çift. İkisi de sanatçı kişiliğe sahip, müziği çok seven kişiler. Bir gün yolları kesişiyor ve sevgili oluyorlar. Eda, yolunu kaybetmiş genç bir kız; müziği çok seviyor, müzikle yaşıyor ve karmaşık bir kişiliği yok. Birçok genç gibi o da hayallerinin peşinde koşuyor. Owl da müzikle yaşayan, olgun kişiliğe sahip bir baykuş. Mojiken Studio da zaten oyunlarında insanüstü karakter yaratmayı seviyor. Eda ve Owl, birbirlerinin eksikliklerini tamamlayan, mutlu bir çift. Fakat ne yazık ki onların mutlulukları pek uzun sürmüyor.
Owl rahatsızlığı sebebiyle hasta oluyor ve eskisi gibi neşeli, olgun tavırlar gösteremiyor. Oyun bu kısımları pek detaylandırmamış, bu yüzden Owl’un hastalığının ne olduğunu bilmiyoruz, tek bildiğimiz Owl’un ölmeye yakın olduğu. Eda, Owl’un bu halini görünce eski depresif hallerine geri dönüyor ve hikaye tam da burada başlıyor. Eda ve Owl’un güzel anılarında gezinmeye başlıyoruz. Yanlış anlamadıysam Eda, birlikte yaşadıkları anılardan hatıra toplayarak Owl’u iyileştirmeye çalışıyor. Bu konsept To The Moon isimli oyunda da gayet güzel işlenmişti.
Yazının başında başarılı bulduğumu söylediğim hikaye anlatımına gelelim. When The Past Was Around, hikayesini anlatırken diyalog kullanmamayı seçmiş. Eda ve Owl, oyun boyunca sessiz kalıyorlar. Diyalogsuz hikaye anlatımı iyi olduğunda çok seviyorum çünkü diyalogsuz hikaye anlatmak zor fakat başka etmenleri iyi kullanırsanız ortaya duygu yoğunluğu yüksek, başarılı bir iş çıkıyor. Bu oyunda diyalog yerine müzik çok kullanılmış. Eda ve Owl da zaten müzikle anlaşıyor. Diyalog yerine kullanılan bir diğer etmen ise görsellik. Oyundaki detaylara, çevre elementlerine dikkat ederseniz hikayenin içine gireceğinize eminim.
When The Past Was Around, basit mekanikler üzerine kurulu
Oyunu bulmacalar üzerinden çözmeye çalışıyoruz. Depresif çiftimizin tatlı anılarında dolaşarak onlar için önemli olan bir hatırayı bulmacaları çözerek buluyoruz. Bu yönden oyunun mekaniklerine, To The Moon ve Florence karışımı diyebiliriz. Bulmacalar bazen kolay, bazen zor oluyor. Bazı bulmacaları saniyeler içinde çözerken, bazılarında da epey süre harcadım. Tabii bu süre kişiden kişiye değişir fakat benim gözlemlediğim kadarıyla bazı bulmacalarda oyunun hatası var. Çözmek için her yere bakmanız, yapabilecekleri yapmanız yetmiyor. Çözüm minik bir yerde fakat bulmacaya konulan bazı öğeler yanlış yönlendirmelere sebep oluyor.
Oyunun sanat dizaynı muazzam. Görsellik, müzikler, renkler, karakter tasarımları o kadar güzel ki mekaniksel sıkıntıları unutturuyor. Görsellerin tamamı el çizimi. Oyunu oynarken, “Görselliğe verilen emeğin birazı da keşke oynanışa verilseymiş.” diye düşünmeden edemedim. Fakat benim için oyunlarda görsellik önemli derecede ön plandadır. Altını çizerek söylüyorum grafik kalitesi değil, görsellik. Görselliğin her zaman hikayeyi ve hikayenin anlattıklarını desteklediğini düşünürüm. Bu oyunda da basit bir hikaye, muazzam görsellikle süslenince ortaya etkileyici bir iş çıkmış.
Müziklere değinecek olursak, ilk başta olumsuz bir düşüncedeydim. Oyunda tek bir müzik var fakat o müziğin farklı versiyonlarını da yapmışlar. Ben de farklı versiyonlar olacağına direkt farklı müziklerin olması gerektiğini düşündüm ve ardından fark ettim ki müzik de hikaye için önemli. Şöyle ki; oyunda diyalog olmadığını söylemiştim, Eda ve Owl, bu tek müzikle anlaşıyor. Yani farklı müziklerin olmaması negatif bir durum olmadı benim için. Aksine müziğin işlevini fark ettiğimde mutlu oldum. Söz konusu müziğin ve farklı versiyonlarının da çok güzel olması hoşuma gitti.
Oyunda bulabileceğimiz her hatıra farklı birer bölüm. Bu bölümler de birer ev gibi. Her evin farklı odaları var ve her oda farklı renklere, dizaynlara sahip. Bölüm tasarımı açısından oyunu başarılı bulmadım çünkü bir bulmaca oyununda bölümler ve bulmacalar iç içe olması gerekir. Bu oyunda maalesef böyle değil. Bulmacaların hem birbirleriyle, hem de bölümlerle hiçbir alakası yok. Bölüm tasarımının tek pozitif yanı yine görsellikten geçiyor. Her bölüm farklı renklere, farklı çizimlere ve farklı panellere sahip. Bunlar da harika gözüküyor.
Oyunu kimlere tavsiye ederim?
Sonuç olarak When The Pas Was Around etkileyici bir oyun. Özellikle kişisel hayatında problemler yaşayanlar bu oyundan duygusal olarak daha çok etkilenebilir. Oyun oynarken güzel bir hikaye isteyenler, muazzam görsellerde kaybolmak ve güzel tınılar duymak isteyenlere tavsiye ederim. Fakat oyun oynarken oynanışı ön planda tutanlara tavsiye etmem çünkü bulmacalarda rahatsız edici bariz hatalar var. Bulmaca mekaniği, oyunu tasarlarken değil de sonradan eklenmiş gibi duruyor. O kadar mantık dışı ve ilginç.
Gamescom 2020 sırasında gerçekleşen Indie Arena Booth 2020’de en iyi oyun ödülünü alan When The Past Was Around, bunun dışında Taipei Game Show 2020’de bağımsız oyun kategorisinde en iyi ses ödülünü ve Sea Game Awards 2019’da en iyi görsel sanat ödülünü aldı. Oyun, 2-3 saat arası oynanış süresine sahip. Bu süre ne az ne de fazla, tam olması gerektiği gibi. Bazı oyunlar hikayesini oyuncuya geçirmek için uzun saatler harcatmak zorunlu değil. Oyun, Mojiken Studios tarafından geliştirildi, Toge Productions da dağıtımcılığını üstlendi. 22 Eylül 2020’de Steam platformundan oynayabilirsiniz. Oyunda Türkçe dil seçeneği de mevcut.