Armature Games ekibini bugüne kadar birbirinden farklı projelerde gördük. Belki kendilerinin isimlerini siz daha önce duymamış olabilirsiniz ama Armature Games; Fortnite, Injustice, Borderlands, ReCore ve Bayonetta + Vanquish gibi projelerde yer aldı. Evet, projelerden de anlayabileceğiniz üzere Armature Games, daha çok bir port ve destek stüdyosuydu ama buna rağmen kendileri, zaman zaman orijinal oyunlar üzerinde de çalıştılar. İşte o oyunlar arasından en yeni orijinal yapıt ise şimdi PlayStation 4 ve PlayStation 5 için karşımızda. Where the Heart Leads, bu stüdyonun en yeni orijinal projesi ve kendisi, hikaye temelli bir deneyim sunuyor.

Where the Heart Leads, hikayeye ve hikaye anlatımına çok önem veren bir macera oyunu. Bu oyunda, basit bir ailenin hikayesine tanıklık ediyoruz ve hatta oyun boyunca yaptığımız seçimlerle de ailenin hikayesine yön veriyoruz. Yalnız, her şey bu anlattığım kadar basit bir seviyede kalmıyor. Bahsettiğim ailenin çiftliğinde dev gibi bir açık çukur oluşuyor. Ailenin meraklı köpeği olan Casey ise bu çukura çok yakınlaşıyor ve ne yazık ki içine düşüyor. Tabii ki bizler de birer kalpsiz canavar değiliz ve köpeğimizi kurtarmak için onun arkasından çukura atlıyoruz. Sonucunda da hayal gücümüzün bile ötesine geçen bir dünya ile karşı karşıya kalıyoruz.

Whit, Where the Heart Leads oyununda kontrol ettiğimiz karakterimizin adı. Kendisi, artık ne kadar derine düşüyorsa bilmiyoruz ama çukurun içerisinde geçmişe ait hatıralar ile karşı karşıya kalıyor. Kendi annesinin, babasının, diğer aile üyelerinin hatırları ile dolu bu açık çukurda, geçmişte yaşanılan zorluklarla karşı karşıya kalıyor karakterimiz. Yalnız, oynanış tarafında bu zorlukların hiçbirini hissetmiyorsunuz; karşımızda bir yürüme simülasyonu var. Bunu tabii ki kötü bir yorum olarak söylemiyorum; hikaye güzelce anlatıldığı sürece yürüme simülasyonları benim için ciddi anlamda ilgi çekici ve eğlenceli olabiliyor.

Where the Heart Leads oyununda yürümek ve hikayelere tanıklık etmek haricinde, daha önce de söylediğim gibi hikayelere yön verebilmek adına seçimler yapabiliyorsunuz. Bu seçimler, oyun boyunca etkisini gösterebiliyor ve zaman zaman ağırlığını bile hissettirebiliyor. Oyun ilerledikçe, çok daha zorlu seçimlerle karşı karşıya kalıyorsunuz ve gerçekten düşünmeniz gerekiyor bir adım atmadan önce. Bunun sebebi de tabii ki oynanış ile alakalı değil; duygusal anlamda bir durup, düşünmeniz gerekiyor. Seçimler sayesinde karşınıza çıkan anılar, farklı şekillere bürünebiliyor ve oyun bu sayede farklı bir hal almayı başarıyor.

Where the Heart Leads

Where the Heart Leads ile kalbimizin sesini dinliyoruz

Where the Heart Leads, size bir hikaye anlatmaya çalışıyor ve bu noktada deneyimi zenginleştirebilmek için seçimler de sunuyor. Daha önce de söylediğim gibi oyunun içerisinde birbirinden anlamlı ve zorlu seçimler yapabiliyorsunuz. Bu seçimler, hem yaşanılan anı, hem de geleceği etkileyebiliyor ama her seçim tabii ki öyle değil. Bazı seçimlerin arkası tamamen boş olabiliyor ve hiçbir etki ortaya koymayabiliyor. Zaten bir video oyunundaki seçimlerin tamamının da arkası dolu olmamalı. Bazı seçimleri tamamen zevkine yapabilmeliyiz. Bu oyunda da boş seçimler zaten hiçbir zaman üstünlük sağlamıyor ve problem olmuyor.

Problem olan asıl şey, böylesine bir macera oyununda hiçbir seslendirmenin bulunmaması ve bunun üzerine çevre ile karakter etkileşimlerinin zayıf görünmesi. Öncelikle, Where the Heart Leads oyunu çok da yüksek bütçeli bir yapıt değil. Bu yüzden oyunda seslendirmenin olmamasını normal karşılayabilirsiniz ama ben seneler boyunca çok daha düşük bütçeli, hatta sadece 1-2 kişinin üzerinde çalıştığı video oyunlarında bile başarılı seslendirmelerin yapıldığına tanıklık ettim. Özellikle de bu oyun, hikayeye ve hikaye anlatımına çok önem veriyorken, en azından seslendirmelere de odaklanılması gerekiyordu diye düşünüyorum.

Seslendirmelerin bulunamaması, Where the Heart Leads oyununun bazı bölümlerini aslında sıkıcı bir hale de getiriyor. Oyunun aslında %75 kadarı filan gayet uygun bir tempoya sahip. Yani, oyunu oynarken sıkılmıyorsunuz ve her şey, olması gereken hızda ilerliyormuş gibi hissediyorsunuz ama geriye kalan o %25’lik kısımda oyun, bir anda çok yavaş ilerleyen, sizi sıkan ve boğan bir yapıya bürünüyor. Oynanış tarafında da sadece yürümekten başka bir şey olmadığı için işler daha da kötü noktaya gidebiliyor bu durumlarda. Seçimler de ne yazık ki deneyimi ciddi anlamda zenginleştirmiyor. Yani, bozuk olan tempo, seçimlerle pek düzelmiyor.

Tüm bu problemlere rağmen, Where the Heart Leads oyununun başarılı olması gereken noktalarda başarı bulunuyor. Hikaye, yazılan diyaloglar, hikaye sırasında yapılan seçimler ve karakterler, kalite bakımından gerçekten öne çıkabiliyor. Aynı zamanda, oyunun bütçesi düşük diye kısa bir deneyim de sunulmuyor. Ailenin geçmişi uzun sayılabilecek bir şekilde anlatılıyor. Yani, kendinizi tam bir deneyim elde etmiş gibi hissedebiliyorsunuz. Hatta, oyunda farklı finaller ve sonuçlar yer aldığı için kendisini tekrar ve tekrar oynamanız gerekebiliyor. Bu da oyuna ciddi anlamda bir tekrar oynanabilirlik katıyor benim gözümde.

Where the Heart Leads

Kalbimizi dinledik ama gözler ve kulaklar ne alemde?

Where the Heart Leads, bir video oyunu olarak güzel bir deneyim sunuyor ama bu deneyim, görsel ve işitsel duyularımıza nasıl işliyor? Oyunun sunumu ne alemde yani? Her şeyden önce görsellikten bahsetmek gerekiyor sanırım. Ben bu oyunu PlayStation 5 konsolumda, 4K/HDR destekli bir televizyonda deneyimledim. Yalnız, oyunun bir yeni nesil sürümü bulunmuyor; geriye dönük uyumluluk desteği aracılığı ile PlayStation 4 veya PlayStation 4 Pro sürümünü deneyimliyorsunuz. Yine de elde edilen görsellik bence çok güzeldi. Zaten oyunun sanat tasarımı tarzı da suluboya tarzında ve diğer birçok yapıta kıyasla farklı görünmeyi başarıyor.

Where the Heart Leads oyununda yeni nesil desteği olmayınca, performansın 30 FPS olduğunu düşünebilirsiniz ama durum öyle değil. Daha doğrusu, eski nesil konsollarda durumu bilmiyorum ama PlayStation 5 konsolunda bu video oyununu çok rahat bir şekilde, herhangi bir performans problemi olmadan, 60 FPS değerinde oynayabilmek mümkün. Yalnız, araştırmadım ve bilmiyorum ama eğer oyun PlayStation 4 konsolunda 30 FPS olarak çalışıyorsa, bunun bir problem olacağını sanmıyorum; 60 FPS gibi bir akıcı değere en azından böyle bir video oyununda ihtiyaç yok. Stabil olduğu sürece 30 FPS de yeterli olacaktır ama 60 FPS tabii ki her zaman daha iyi.

Sesler ve müzikler ise işlerin bir tık kötüye gittiği sunum noktası oluyor. Önceden de söylediğim gibi Where the Heart Leads oyununda ne yazık ki herhangi bir seslendirme yok. Bu durum, en azından benim için oyunu ciddi anlamda eksi bir noktaya çekiyor. Bunun üzerine, oyundaki diğer ses efektleri ve müzikler de pek ön plana çıkmıyor. Yani, oyunu bitirip, şöyle bir yaşadığınız deneyimi hatırlamaya çalışınca, ses ve müziğe ait hiçbir şey hatırlayamadım ben. Müzik, benim hayatımda önemli bir yere sahip ve amatör olarak kendimi bildim bileli bestelerle de uğraşıyorum ve video oyunlarında müziklerin üzerine gidilmemesi beni çok üzüyor.

Her şeyi özetlemek gerekirse, Where the Heart Leads oyunu kesinlikle kötü veya vasat bir deneyim sunmuyor. Özellikle macera tipi bir deneyim arıyorsanız, farklı bir bağımsız oyunu deneyimlemek istiyorsanız, hikayesini şekillendirebileceğiniz bir yapıt görmek istiyorsanız, bu oyuna bir şans verebileceğinizi düşünüyorum. Oyun, benim için kesinlikle ortalama üstü, hatta güzel diyebileceğim bir seviyede. Ben tabii ki bu yapıtın inceleme kopyasına sahiptim, bu yüzden herhangi bir ödeme yapmadım ama oyunun 180 TL değerindeki fiyatı, günümüz şartlarına göre normal. Yine de daha uygun bir fiyata düşmesini bekleyebilirsiniz. Belki bir 80 TL filan olabilir.

Where the Heart Leads
Where the Heart Leads
Olumlu
Seçimlerle yön verebileceğiniz, oldukça güzel bir hikaye anlatılıyor.
Oyunda farklı sonlar yer aldığı için tekrar oynanabilirlik sunuluyor.
Görsellik oldukça etkileyici ve surreal tarz ile çok güzel uyum sağlıyor.
Olumsuz
Hikayenin tempo problemi var ve bu yüzden bazı kısımlar boğucu seviyede uzun.
Eşyalarla ve karakterlerle etkileşime geçememe gibi bazı oyun içi hatalar var.
Oyunda hiçbir seslendirmenin bulunmaması, macera deneyimini olumsuz etkiliyor.
7