EA Originals, bugüne kadar birbirinden güzel video oyunlarına hayat verdi. Unravel ile başlayan bağımsız oyun geliştiricilerini destekleyen bu program, It Takes Two ile zirve yaptı ve şimdi de karşımıza Wild Hearts ile çıktı. 27 senelik bir stüdyo olan ve Koei Tecmo çatısı altında yer alan Omega Force tarafından geliştirilen bu oyun, tahmin ediyorum ki özellikle de Monster Hunter serisini seven oyuncuların dikkatini çekecektir. Malum, bu oyundaki amacımız fantastik bir dünyayı ziyaret edip, oradaki dev canavarları avlamak ve onlardan elde ettiğimiz ganimetlerle kendi karakterimizi geliştirmek. Capcom şirketinin serisi de aynı formülü takip ediyor.
17 Şubat 2023 tarihinde PC, PlayStation 5 ve Xbox Series X/S için çıkışını gerçekleştirmiş olan Wild Hearts, bizleri Azuma isimli fantastik bir dünyaya götürüyor. Bu dünya için ilham kaynağı da aslında feodal Japonya. Tahmin edeceğiniz üzere bizler de bu dünyada isimsiz bir avcıyız. Amacımız ise dev gibi canavarları avlamak. Azuma içerisindeki Kemono isimli bir bölgede geçen bu oyunda dünya, bölümler şeklinde sunuluyor. Yani, açık dünya yapısı filan kullanılmıyor. Oyunda bir güvenli bölgemiz var, oradan görevler alıp, alakalı av bölgelerine gidiyoruz. Yalnız bu bölgelerin mini açık dünya boyutunda olduğunu ve özgürce keşfedilebilir halde sunulduklarını söylemek isterim.
Wild Hearts içerisinde tabii ki farklı silah tipleri de bulunuyor ve bunlarla canavarları öldürüp, seviye atlıyoruz. Bizler seviye atladıkça yeni ve daha zorlu canavarların kilidi açılıyor. Oyun bu döngüyle devam ediyor. Sıkıntı şu ki şimdiye kadar bu oyunu Monster Hunter serisinden ayırabilecek pek bir fark görmemişsinizdir oynanış tarafında. İşte bu fark daha sonra Karakuri olarak tanıtılıyor. Bu mekanik, savaş sırasında oyunculara destek olabilmek adına sunuluyor. Karakuri sayesinde oyunun dünyasına yapılar kurabiliyoruz ve onları farklı şekillerde kullanabiliyoruz. Hatta bu yapılar, bir canavar onu parçalayana kadar, kalıcı bir şekilde duruyor dünyada.
Wild Hearts içerisindeki Karakuri mekaniğini sadece düşmanların üzerine zıplamak gibi çok yüzeysel seviyelerde kullanabilmeniz mümkün ama oyunda ilerledikçe stratejilerinizi geliştirmeniz gerekiyor. Zorlu canavarlara karşı çok daha büyük ve kreatif yapılar kullanmalısınız. Mesela, ateşe karşı zayıf olan düşmanlar için alev sıkan makineler kurmalısınız veya çok hızlı hareket eden bir canavarın gideceği yolu barikatlarla kapatmalısınız. Karakuri aynı zamanda oyunun dünyasında da farklı yerlere ulaşabilmek için kullanılabiliyor ve işte bu mekanik, tek başına Monster Hunter serisine kıyasla çok büyük bir farklılık oluşturuyor.
Wild Hearts, her şeyden önce dünyası ile etkiliyor
Wild Hearts içerisindeki canavarlara Kemono deniyor fakat onlarla savaşmadan önce kendi karakterimizi oluşturmamız gerekiyor. Bundan ayrıca bahsediyorum; oyunun içerisindeki karakter oluşturma sistemi, bugüne kadar görebileceğiniz en detaylı ve en özelleştirilebilir karakterleri sunuyor. Bu sistem üzerinden gerçekten kendinize ait, benzersiz bir karakter oluşturabiliyorsunuz. Tabii bu kadar detaylı uğraşmak istemezseniz, hazır karakterler de sunuluyor. Oyundaki sadece oynanabilir karakterler değil, diğer köy halkı filan da gayet benzersiz duruyor. Her karakter en azından görüntü olarak aklınıza işliyor. Kişilikler ise ayrı bir konu.
Wild Hearts oyununda etkileşime geçebileceğiniz karakterlerin büyük bir kısmı ne yazık ki çok yüzeysel, basmakalıp ve rahatsız edici hissettiriyor. Yani, kişiliği ile akılda kalacak NPC sayısı belki 4-5 filandır. Ne yazık ki oyundaki karakterlerin çoğunluğu için diyalog yazımına pek önem verilmemiş. En azından aynı şeyi, oyunun dünyası için söyleyemeyiz. Azuma, içerisindeki tüm bölümleri ile benzersiz görünüyor. Her bölümün farklı teması ve atmosferi mevcut. Oyun, görsel açıdan yüksek kaliteli olduğu için dünyanın içerisinde kendinizi kolaylıkla kaybedebiliyorsunuz. Canavar tasarımlarının özellikle övgüyü hak ettiğini söylemek istiyorum.
İşte bu güzelce tasarlanmış canavarlarla savaşırken, arka planda çalan müzik de ayrı bir güzellikte. Oyun, orkestra ile çalınan müzikleri kullanıyor ve böylece daha epik bir hava yakalanıyor. Wild Hearts, müzikleri ve ses efektleri ile kendi atmosferini en iyi şekilde sunmayı başarıyor. Ayrıca oyunun PlayStation 5 konsolundaki performansı da gayet güzel. Şu sıralar oyunun PC versiyonunda bazı optimizasyon problemleri var gibi görünüyor ama konsol tarafında, en azından benim deneyimlediğim kadarıyla herhangi bir performans sıkıntısı mevcut değil. Oyun oldukça hızlı yükleniyor ve stabil bir 60 FPS değeriyle de güzel bir şekilde oynanabiliyor.
Tabii ki Wild Hearts gibi bir oyunun stabil bir performans ile oynanabilmesi oldukça önemlidir. Ayrıca bu tip oyunların kaliteli ve benzersiz canavar tasarımlarına sahip olması da kritik bir noktadır. Yalnız, bunların hiçbiri uzun vadede oyuna değer katamaz eğer oynanış tarafında belli bir kalite yakalanamadıysa. Omega Force, işte bu noktada 27 yıllık deneyimini kullanıyor ve oyuncuların karşısına birbirinden farklı silah kategorileri ile çıkıyor. Bu kategorilerin hepsi farklı oynanış deneyimleri vaat ediyor ve oyuncuları farklı stillerde oynamaya davet ediyor. Şimdi, dilerseniz oynanış kısmına biraz daha yakından göz atalım.
Daha sonra da oynanış tarafı ön plana çıkıyor
Wild Hearts oyununda farklı silah sınıfları var ve canavarlarla birlikte, bu silahlar üzerinde de usta olmak ayrı bir önem taşıyor. Çoğu zaman hoşunuza giden silah kategorisini kullanmak gayet ödüllendirici hissettiriyor ama zaman zaman da öldüreceğiniz canavara daha uygun bir silah kullanmak isteyebilirsiniz; özellikle de bu oyunu arkadaşlarınızla değil de tek başınıza oynamayı planlıyorsanız. Bu oyundaki her silahın sunduğu teknikler kesinlikle eğlenceli ve öğrenmesi de kolay, sadece ustalaşması zor. Mesela, çok temel görünen silah sınıflarından bir tanesi, yavaş ama etkili vuruşlar yapıyor. Ayrıca, karakterinizi hareket ettirecek birden fazla saldırı da bulunduruyor.
Wild Hearts oyunundaki silahlardan biri, enerjisini doldurduğunuz zaman büyük hasarlar verebiliyor. Bir diğer silah ise daha çok gelen saldırıları savuşturmaya odaklanıyor. Bunun gibi daha birçok farklı oynanış mantığına hitap eden silah tipi mevcut oyunun içerisinde. Ayrıca, oyunu oynamaya devam etmeniz için uzun vadede kilidini açabileceğiniz bazı silah kategorileri de mevcut. Eğer silahları öğrenmesi eğlenceli olmasaydı, bu sistem biraz sinir bozucu olurdu ama oyun, öyle eğlenceli bir oynanış sunuyor ki 5-10 saatlik bir deneyim ardından bile silah değiştirmek sinir bozucu bir eylem gibi hissettirmiyor; yeni şeyler denemek istiyorsunuz.
Bu noktaya kadar Wild Hearts üzerinde anlattığım her şey Monster Hunter ile benzerdi. Şimdi, Karakuri mekaniğine değinelim. Bu mekanik, üç farklı şekilde kullanılıyor; Keşif, kamp ve saldırı. Mesela, Karakuri kullanarak oyunun dünyasında kamplar kurup, daha sonra oralarda tekrar doğabiliyorsunuz. Keşif tarafında ise sizi uzaklara fırlatabilecek makineler kurup, hızlı şekilde hareket edebiliyorsunuz. Bunlar için tabii ki daha çok farklı örnek bulunuyor. Karakuri yine de en etkili savaş anlarında kullanılabiliyor. Küçük boyutlu Karakuri ögelerini kullanmak, canavarlara benzersiz saldırılar yapabilmeniz için imkan tanıyor. Boyut büyüdükçe, efekt de değişiyor.
Tabii ki Wild Hearts oyununda Karakuri sistemini kullanmak bir zorunluluk değil. Bu oyunda sadece silahlarınızı kullanarak, bahsettiğim sistemden yardım almayarak da canavarları yenebiliyorsunuz ama işler seviye yükseldikçe zorlaşıyor. Bu yüzden, oyunla savaşmak yerine Karakuri sistemini öğrenmenizi, bu sistemle birlikte oyunla değil de canavarlarla savaşmanızı öneriyoruz. Yine de kısa vadede sadece silahları kullanmak, oyuncuları cezalandırıyor gibi hissettirmiyor. Yine de Monster Hunter ile karşılaştırdığımız zaman bu oyun çok daha basit bir yapı sunduğu için Karakuri sistemini öğrenmekte sıkıntı yaşayacağınızı hiç sanmıyorum.
Wild Hearts, nerelerde yüzeysel kalacağını biliyor
Monster Hunter, oldukça büyük ve detaylı bir deneyim sunuyor. O oyunda ustalaşacağınız çok sistem ve göz önünde bulundurmanız gereken çok strateji bulunuyor. Wild Hearts ise daha ufak boyutta bir macera sunuyor ve bu oyunu oynarken her şey daha basitleştirilmiş hissettiriyor. Bunu tabii ki kötü bir anlamda söylemiyorum. Mesela, yemek efektleri bu oyunda görev başına veriliyor, süre başına değil. Bu yüzden, efekt bitmeden canavarı öldürmek için acele etmenize gerek kalmıyor; Monster Hunter serisinde tam tersi bir sistem kullanılıyordu. Omega Force ekibinin bu yeni oyununda benzer çok daha güzel farklar bulunuyor.
Wild Hearts aynı zamanda oldukça kolay bir çok oyunculu deneyim de sunuyor. Yani, yine Monster Hunter World gibi bir oyunla karşılaştırdığınız zaman bu yapıtta lobinize arkadaşlarınızı davet etmek, çapraz platform özelliğini kullanmak ve/veya yabancı oyuncularla eşleşmek inanılmaz kolay ve hızlı bir şekilde işliyor. Tabii ki her basitlik ne yazık ki olumlu sonuçlar vermiyor. Mesela, bu oyunda canavarları yakalama sistemi mevcut değil; düşmanlarınızı sadece öldürebiliyorsunuz. Ayrıca bu oyundaki canavarlar da görsel açıdan kendilerini çok tekrar ediyor; en azından saldırı tarzları olarak gerçekten büyük farklar ortaya koyulabiliyor.
Wild Hearts, mini bir Monster Hunter deneyimi gibi hissettiriyor. Tabii ki bu oyunun farklı olduğu birçok yön var ve bunlardan en büyüğü de Karakuri. Bu sistem sadece basit bir reklam kelimesi değil. Gerçekten oynanışı farklılaştıran, yaşadığınız deneyimi Monster Hunter ile ayıran bir mekanik. Bu yüzden de geliştirici ekibi tebrik etmek gerekiyor; bu oyun piyasaya sürülmeden önce bahsi geçen markanın basit bir kopyası olacak gibi görünüyordu ama farklılıklar anında ortaya koyuluyor ve bu oyun, kendi başına, farklı bir deneyim sunduğunu gösteriyor. Sadece bu deneyimin bazı noktaları yüzeysel kalıyor ama bunlar da kendi başına ayrı ayrı pozitif ve negatif olabiliyor.
Eğer canavar avlamayı seviyorsanız ve Monster Hunter serisinden sıkıldıysanız, o seriye kıyasla biraz daha farklı ve belki biraz daha basit bir deneyim arıyorsanız, Wild Hearts oyununu sizlere gönül rahatlığı ile önerebilirim. Evet, oyun bazı noktalarında çok basite kaçıyor ve bunlar eksi nokta olarak geri dönüyor ama genel anlamda yaşatılan deneyim, tam kıvamında hissettiriyor. Özellikle de bu yüzeysel yapının bazı elementlere getirmiş olduğu kolaylık, Monster Hunter serisine karşı en büyük avantajlardan biri olarak görünüyor; bu oyunu, canavar avcılığına tamamen yeni olan oyuncular bile oynayabilir ve büyük bir eğlence elde edebilir.