Witchfire oyununu eğer daha önce hiç duymadıysanız, sizi suçlamıyorum, Baldur’s Gate 3 gibi dev gibi video oyunlarının hükmettiği ve Starfield yapıtının oyuncuların keşfetmesi için yüzlerce saat sürdüğü bir yılda, bu FPS ve Rogue-like oyunu kolayca gözden kaçabilir. Benim bu yapıtta geçirdiğim süre kısa olsa da, bu erken erişim oyununda oynadıklarım sürekli olarak daha fazlası için oyuna geri gelmemi sağladı. İlgi çekici bir karanlık fantezi konusu ve sağlam ama zorlu oyun mekanikleri ile bu yapıt, Dark Souls kadar Doom gibi hissettiren acımasız ama aynı zamanda da eğlenceli bir oyun deneyimi sunuyor.

Witchfire oyununun hikayesi hafif olsa da ortaya çıkardığı parçalar Van Helsing filmi ile Doom serisinin garip bir gotik birleşimi gibi hissettiriyor. Çok güzel resimli fotoğraf kareleriyle sunulan açılış sinematiği, bu oyunun dünyasında neler olduğunu açıklayan bazı anlatımlarla hikayeyi net bir şekilde kuruyor. İnsanlar ve cadılar arasındaki ölümcül savaşta son çare olarak The Vatican, Witch of the Black Sea ile başa çıkmak için Preyers adı verilen ölümsüz avcıları görevlendiriyor.

Witchfire ayrıca, çatışmanın gidişatını değiştirebilecek değerli bir eser taşıdığı düşünülen, uzun süredir kayıp olan bir papalık gemisinin enkazı da bulunmaktadır. Yalnızca bir sorun var ki o da geminin, cadının bölgesinde batmış olması. Bizler de bir Preyer olarak, dünyadaki dehşeti ne pahasına olursa olsun alt etmek için silahlara, büyülere ve yeteneklere erişiminiz var. Oyunun arka planı, en başından itibaren gotik atmosferi belirleyerek oyuncuları bu yapıtın dünyasına çok fazla yardımcı ve aşırı karmaşık bilgi olmadan sürüklüyor.

Witchfire oyununun atmosferi aslında The Astronauts ekibinin bir önceki oyunu olan The Vanishing of Ethan Carter gibi daha unutulmaz ve gotik görünse de, ekibin bir kısmı Painkiller ve Bulletstorm gibi nişancı oyunlarında da çalıştı. Bu da, bu oyunun temel yapısının her iki oyuna da biraz benzediğini gösteriyor bize. Bu oyunun temel amacı, bir oturuma girmek ve bir portal aracılığıyla ana üssünüze geri kaçmaya çalışmadan önce mümkün olduğunca çok teçhizat, para ve kaynak toplamaktır. Burada denemek kelimesine vurgu yapıyorum; oyunda her şey sizi öldürmeye çalışıyor.

Witchfire

Witchfire ile ilginç ama etkili bir deneyim karıştırılıyor

Witchfire oyununun başında, size doğaüstü yetenekler kazandıran madde neredeyse tamamen tükenmiş durumda; oyun ile aynı ismi taşıyan para birimini ise düşmanları öldürerek, haritadaki alanları temizleyerek veya erzak sandıklarında bularak kazanıyorsunuz. Klasik bir Rogue-like oyunu tarzında eğer ölürseniz, bir görev boyunca topladığınız tüm teçhizat, para biriminiz ve hazine kaybolur ve oyunun HUB dünyası olan The Hermitage alanına geri dönersiniz.

Herhangi bir Dark Souls benzeri oyunda olduğu gibi eşyalarınızı en son öldüğünüz yerden geri alabilirsiniz. Bu, oyunculara dehşete yenik düşmeden önce tüm ganimetlerini geri almak için bir hedef ve her koşuda daha fazla para birimi alabilmeleri için daha iyi olmaya çalışmaları için bir kıvılcım veriyor. Haritadaki kapılardan birinden kaçmayı başarırsanız da zor kazandığınız Witchfire birimini, karakterinizin özelliklerini artırmak için harcayabilirsiniz.

Altı ana istatistikten birini artırmak; Canlılık, İyileşme, Dayanıklılık, Cadılık, Metanoya ve Şans size daha büyük bir sağlık barı veya daha hızlı dayanıklılık yenilenmesi gibi çeşitli pasif güçlendirmeler sağlıyor. The Hermitage üssü ayrıca sağlık iksirleri yapmanıza ve kilisenin izniyle yeni silahların, büyülerin ve eşyaların kilidini açmak için sihirli bir ayna kullanarak teçhizat araştırması yapmanıza olanak tanıyor. Bununla birlikte, ne kadar güçlü olursanız, cadı ve minyonlarının da o kadar güçlü olacağı ve belirli yetenek artışlarının haritaya daha fazla düşman, tuzak ve bölüm sonu canavarı dövüşü yerleştirilmesine yol açacağı konusunda uyarılmalıdır.

Witchfire biriminin kullanımı, oyuncuları oyunu oynarken denemeler yapmaya teşvik ediyor; her oyun oturumunuzda zaman sınırı olmadığından her göreve uygun gördüğünüz şekilde yaklaşmakta özgürsünüz. Silahları test edebilir, bu para birimi için minyonları toplayabilir veya doğrudan bir bölüm sonu canavarı dövüşüne gidebilirsiniz, oyunu nasıl oynayacağınız konusunda herhangi bir kısıtlama yoktur. Bu da inanılmaz özgürlükçü hissettiriyor oyunun içerisinde.

Witchfire

Özgürlük ve esneklik, istediğiniz kadar size veriliyor

Bir tür Rogue-like oyununu ne şekilde oynamak isterseniz isteyin, bu oyun size bunu yapma esnekliği sağlar. Witchfire oyununun haritası statik olsa da, düşman tehlike bölgeleri için rastgele oluşturulan konumlar ve her koşuyu biraz farklı kılan ganimetlerle yeterince çeşitlilik sağlıyor. Bu tehlike bölgelerini temizlemek, oyuncuya yalnızca o koşu için kullanılabilen özel Arcana’ya erişim sağlıyor ki bu da silah güçlendirmeleri ve hatta hasar türü azaltmaları ile yardımcı oluyor.

Her koşuya rastgele bir kapıdan başlayarak, savaşmak için ganimet ve minyonlarla prosedürel olarak oluşturulmuş bir haritaya sahip olarak, her koşunun her seferinde biraz daha farklı hissetmesine kısa sürede alışıyorsunuz. Çatışma mekaniklerine baktığımızda da Witchfire, 2023 yılının en ödüllendirici oyunlarından biri olmalı. Birinci sınıf seviyesinde silah kullanımı, sesler ve animasyonlarla, The Astronauts ekibinin bu son oyunu daha küçük bir stüdyo tarafından yapılmasına rağmen AAA seviyesinde bir yapıt hissi veriyor.

2016 senesinin DOOM oyununu anımsatan hareket kabiliyeti, dayanıklılık harcayarak düşman saldırılarının önünden hızla geçmenizi veya işlerini bitirmek için aradaki mesafeyi kapatmanızı sağlıyor. Hızlıca yerde kayma ve çift zıplama mekaniği ile birleşen çizgi, oyuncunun savaş alanında benzersiz bir özgürlükle hareket etmesini sağlıyor.

Ayrıca oyun sırasında kısa, orta ve uzun menzilli silahlar arasından seçim yapabileceğiniz farklı silah türleri arasında yeterince çeşitlilik var. Birkaç saat oynadıktan sonra en sevdiğim silah ilginç bir şekilde başlangıç tabancası oldu; varsayılan silahınız olmasına rağmen iyi yerleştirilmiş tek bir atışta düşman sağlığını çiğnemek için yükseltilebilir. Tabii ki oyunda ilgi çekici bolca silah da var.

Witchfire

Witchfire, dikkat edilmesi gereken oyunlarından biri

Her silahın oyunda, yüzeyde benzer olabilen ancak onları yenmek için tamamen farklı stratejilere sahip olan iyi tasarlanmış birkaç düşman türü var. Örneğin, Bowman ve Musketeer, her ikisi de menzilli düşman türleri olabilir ama her birinin ölmemek için öğrenmeniz gereken farklı saldırı modelleri ve hasar aralıkları vardır. Bu yüzden düşmanlara karşı farklı stratejiler gerekebiliyor.

Witchfire, düşman ordularını öldürebilmek kadar hasar almamayı öğrenmekle de ilgili bir oyun. Bu, oyunun en başından itibaren size dayattığı temel şeylerden biridir ve ilk birkaç saat, Rogue-like türüne aşina olmayanların uyum sağlamakta zorlanabileceği acımasız bir sabır sınavı gibi hissettirebilir. Buna ne yazık ki birazcık dayanmanız gerekecek.

Öldür, öl ve tekrarla şeklindeki ilk döngüyü geçtikten sonra Witchfire, yaptığınız her hata ile sizi dövüşlere nasıl yaklaştığınızı ve düşmanları alt etmenin en iyi yolunu yeniden gözden geçirmeye zorlayarak daha ödüllendirici hale geliyor. Bu da zaten oyunun en önemli noktalarından bir tanesi. Eğer bu tarzı sevmiyorsanız, oyundan zevk alabilmeniz biraz zor olabilir.

Şu anda, oyunun erken erişim sürümünde listelenen toplam altı görevden oynanabilecek 2 görev var. Bu görevler keşfedilecek çok sayıda koy, dağ ve plaj ile atmosferik ve gotik olsa da, bazı insanlar 310 TL gibi bir fiyat etiketini şu anda içerik açısından biraz hafif olan bir oyunu haklı çıkarmak için biraz fazla pahalı bulabilir. Henüz erken erişimde olmasına rağmen bu oyun sizi cehenneme sürükleyebilecek bir yapıt ama bu süreçte sizi temel oyun mekaniğine ve ortamına bağlıyor. Oyunun geleceği ne olursa olsun, bu dikkat edilmesi gereken bir erken erişim başlığı.

Etiketler: