WWE, çok uzun zamandır takip ettiğim bir program ve 2004 senesinde piyasaya sürülen WWE SmackDown! vs. Raw oyunundan beri serinin her girişini de mutlaka deneyimlemeye çalışıyorum. Yalnız bu programa ait oyunlar, 2012 senesine kadar THQ tarafından piyasaya sürülmüştü. 2013 senesinde de WWE 2K serisi doğmuştu ve 2K şirketinin çatısı altına girmişti. Bu yeni serinin ilk birkaç oyunu gerçekten güzeldi ama daha sonra, seri sürekli olarak geriye adımlar atmaya başladı. Özellikle de WWE 2K19 ve WWE 2K20 ile ciddi anlamda berbat işler çıkartılmıştı; hatalardan zaman bulup, oyunu oynayabilmek mümkün değildi…
Her geçen sene daha da rezil bir hal alan WWE 2K serisi için 2020 senesinde hiçbir ana oyun çıkmamıştı, 2021 senesinde de hiçbir ana veya yan oyun çıkmamıştı. Bunların sebebi, geliştirici ekibin tamamen WWE 2K22 oyununa odaklanıyor olmasıydı. Stüdyo, seri ile kötü bir iş çıkarttığını kabul etmişti ve yeni oyuna daha fazla geliştirilme süreci ayırabilmek için ekstradan 2 senelik bir zaman tanımıştı kendisine. Şimdi ise bahsi geçen yeni oyun piyasaya sürüldü ve ben de tahmin edebileceğiniz gibi büyük bir heyecan ile kendisini oynamaya başladım. Sonucunda ise biraz hayal kırıklığı, biraz da mutluluk sardı içimi.
WWE 2K22 hakkındaki inceleme yazıma, öncelikle içeriklerden bahsederek başlamak istiyorum. Bu noktada, öncelikle Play modunu görüyoruz. Burada hızlı bir şekilde karşılaşma başlatabiliyorsunuz. Burada, oyundaki her karakteri ve her maç tipini görebiliyorsunuz. WWE 2K20 ile karşılaştırıldığı zaman herhangi bir yenilik bulunmuyor ne yazık ki. One on One, Two on Two, Triple Threat, Fatal 4-Way gibi kategoriler altında önceki oyundan hatırlayacağınız her karşılaşma tipi var; yenilik de yok, sanırım eksiklik de yok. Bu arada, oyundaki kupaların bazıları yine Play moduna özel. Niye bu tip kupalar diğer içeriklerde de kazanılamıyor, anlamıyorum.
Play ardından deneyimleyebileceğiniz bir de Showcase modu var. Bu oyun modunun odak noktasında Rey Mysterio var ve 1997 ile 2020 seneleri arasında bu efsanevi ismin kariyeri için önemli olan 12 farklı karşılaşmayı tekrar yaşayabiliyorsunuz. Showcase de aslında serinin önceki oyunlarına göre hiçbir yenilik sunmuyor. Sadece odak noktasında yeni bir karakter var ve yeni ikonik anları deneyimleyebiliyoruz. Yani, yine her karşılaşmada size verilen görevleri tamamlayarak ilerliyorsunuz ve bunun karşılığında da yeni arenalar ve karakterler gibi ödüller elde edebiliyorsunuz. Yenilik olmasa bile bu modun sunumu başarılıydı.
WWE 2K22, üzerinde pek durulmamış içerikler sunuyor
Showcase modu hakkında biraz daha konuşmak istiyorum. Geliştirici ekibin bu moda önem verdiği görünebiliyor. Mesela, karşılaşmalara eklenmiş olan bazı ekran filtreleri, yaşatılan deneyimi gerçekten gerçekçi bir hale sokabiliyor. Aynı zamanda, oynanış anından, gerçek hayat görüntülerine geçiş de çok hoş bir şekilde yapılıyor. Yalnız, Rey Mysterio tarafından yapılan konuşmaların kulağa çok sahte gelmesi beni biraz rahatsız etti. Aynı zamanda, gerçek hayattaki görüntüler sırasında gerçek seslerin kullanılmaması, arena sesleri için bile oyun seslerinin kullanılması biraz kaliteyi düşürdü benim gözümde.
Showcase ardından bahsedebileceğim sıradaki oyun modu ise Universe. Tahmin edebileceğiniz gibi Universe modu da WWE 2K20 oyunundaki mod ile tamamen aynı. Yani, yine kendi evreninizin başına geçiyorsunuz ve eğer dilerseniz, her şeyi siz yönetebiliyorsunuz. Yeni şovlar kurmak, şovların sunumunu, gerçekleştiği yerleri değiştirmek, karakterleri özelleştirmek ve bunların haricinde daha sayısız farklı şeyi yapabiliyorsunuz. Bu arada, Universe modu Classic Mode ve Superstar Mode olarak ikiye ayrılıyor. Classic Mode, bildiğimiz Universe modu. Superstar Mode ise sadece tek bir karakteri kontrol etmenize olanak sağlıyor.
Eğer yanlış hatırlamıyorsam, Superstar Mode, aynı isimde veya daha farklı bir şekilde WWE 2K20 oyununda da vardı. Eğer bu bir yenilikse, kusuruma bakmayın, benim algılayabildiğim bir şey olmadı. Yani, ben bu modu daha önce WWE 2K20 oyununda deneyimlediğime neredeyse eminim ama yine de %100 bir şekilde net olamıyorum. Zaten bu mod ile ana problemim, yenilik olup, olmaması da değil; en zevkli geçebilecek olan Classic Mode için kurulumun çok uzun olması, benim asıl problemim. Yani, geliştirici ekip, takvimi hazırlarken bile şovların kurulumunu doğru düzgün yapmamış, her şeyi bizim mi düzeltmemiz gerekiyor?
Örnek vermek gerekirse, bazı PPV seviyesindeki şovların yorumcuları, “genel yorumcu” olarak ayarlanmış. Yalnız, o şovların ayarlarına girecek olursanız, alakalı PPV için zaten özel yorumcu seçeneği mevcut. Geliştirici ekip, bunu sadece işaretlemeyi unutmuş. Ayrıca, takvimde şovların yerleştirilme düzeni de çok yanlış. Yani, sezonu kapatması gereken WrestleMania, son ayın ortasında düzenleniyor, sonunda değil. Tamam, gerçek hayata göre bu doğru ama gerçek hayatta zaten yeni sezon, şovdan sonraki günde başlıyor; bu oyunda yeni sezon için iki hafta daha geçirmeniz gerekiyor. Bunun gibi daha sayısız problem var modun içinde.
MyGM sanki oyuncularla dalga geçmek için yapılmış
WWE 2K22 için heyecanımın en büyük sebebi MyGM idi. Senelerdir bir genel müdür olma modu için herkes yalvarıyordu ve geliştirici ekip, sonunda oyuncuları dinledi ve MyGM ile karşımıza çıktı. Yalnız, hemen sevinmeyin, geliştirici ekip adeta dalga geçiyor bu mod ile. MyGM içerisinde en fazla 50 hafta geçirebiliyorsunuz ve daha sonra 1 sene dolmuş olacağı için oyun modu bitiyor. Yani, Universe modu gibi bir sonsuzluk söz konusu değil. Ayrıca bu, zaten yaşayabileceğiniz en ufak problem. MyGM, içerik olarak da neredeyse hiçbir şey sunmuyor; sundukları şeyler de çekirdek içerik seviyesinde sayılır.
MyGM moduna giriş yaparken, bir genel müdür ve şov seçiyorsunuz. Her genel müdürün ve şovun farklı özellikleri oluyor. Ayrıca, eğer dilerseniz kendi genel müdürünüzü de yapabiliyorsunuz ama şov yapma gibi bir özellik yok. Daha sonra, sadece iki şov ile “Draft” dönemine giriyorsunuz. Evet, MyGM içerisinde sadece tek bir şov ile direkt olarak yarışabiliyorsunuz. Bu, ilk büyük sıkıntı. İkinci büyük sıkıntı ise oyundaki her karakterin güreş tarzının ve “Heel/Face” durumunun inanılmaz kritik bir rol oynuyor olması. Karşılaşmalar sadece tarzları uyumlu olan bir Heel ile Face, karşı karşıya gelince yüksek reyting alıyor.
Bu nokta altında, John Cena ile Edge, karşı karşıya geldiğince yüksek bir reyting elde etmeniz mümkün olmuyor; iki karakter de Face ve ayrıca Edge, bir Specialist olarak geçiyor. Specialist olan karakterler, kimseyle kusursuz uyum gösteremiyor. John Cena, bir Bruiser ve sadece Heel olan bir Fighter ile yüksek reytingler elde edebiliyor. Bu yüzden, hayalini kurduğunuz birçok karşılaşma yalan oluyor. Evet, karakterlerin Heel ve Face durumunu değiştirebiliyorsunuz ama güreş tipleri değişmiyor. Bu da benim gözümde oyun modunu inanılmaz limitli yapıyor. Aynı limit, şampiyonluk kemeri ve maç sayısında da karşınıza çıkıyor.
MyGM içerisindeki şovunuz sadece erkekler ve kadınlar için birer ana şampiyonluk kemeri bulundurabiliyor. Yani, takımları filan unutun. MyGM içerisinde takım maçları mevcut ama bu maçları destekleyecek hiçbir şey yok. Zaten takımlar da takım olarak görünmüyor. Haftalık şovlar ve PPV tipi şovlar sırasında da sadece 3-5 adet maç ve 2-4 adet mikrofon için segment kullanabiliyorsunuz. Geliştirici ekip, belli ki MyGM modunun fikrini almış ve bunu reklam olarak kullanabilmek için neredeyse alfa seviyesinde oyuna eklemiş. Bu oyun modunun inanılmaz sınırlı olduğu bile zaten oyun çıkmadan 1-2 hafta önce söylenmişti.
WWE 2K22, 2K şirketinin o klasik oyun modu ile tanışıyor
Anlamsız bir Play modu, kısmen eğlenceli olan bir Showcase modu, geçen senelerin tamamen aynısı olan bir Universe modu ve neredeyse şaka seviyesinde olan bir MyGM modu ardından sırada MyFaction var. NBA 2K serisinde de kullanılan kart temelli oyun modu, sonunda WWE 2K serisindeki yerini de aldı. MyFaction içerisinde farklı karakterlerin kartlarını toplayarak, kendi takımınızı kuruyorsunuz ve o takım ile tek oyunculu bir şekilde karşılaşmalara çıkarak, para birimi kazanıp, daha fazla kart sahibi olmaya çalışıyorsunuz. MyFaction, aslında çok oyunculu içerik bulundurmadığı için kulağa eğlenceli gelebilir ama ne yazık ki öyle değil.
MyFaction, öncelikle size haftalık görevler veriyor. Bu görevler genelde 50 MF ve 3 Token gibi ödüller veriyor. Mod dahilindeki her karşılaşma da ortalama olarak 150 MF veriyor diyebilirim. Ayrıca oyunda çok uzun zaman isteyen meydan okuma görevleri gibi birçok mini görev var ve kendileri de bolca para birimi veriyor ama sıkıntı, o görevler için sabra sahip olmak. Tüm bu para birimleri ile kart paketleri almanız gerekiyor ve en uyduruk kart paketi, 2700 MF veya 3750 VC karşılığında satın alınabiliyor. VC, mikro ödeme ile elde edilebilecek bir birim ve 5000 VC de 19 TL şu anda PlayStation Store üzerinde.
MyFaction, tek oyunculu bir deneyim sunduğu için geliştirici ekibin “Grind” temelli bir mantıktan uzak duracağını düşünmüştüm ama projenin arkasında 2K şirketinin olduğunu unutmuşum. NBA 2K serisindeki benzer mod kadar berbat değil durum ama WWE 2K22 oyunundaki bu mod da kart paketleri için çok fazla emek harcamanızı istiyor ve sonucunda sizi doğru düzgün bir şekilde ödüllendirmiyor bile. Ben, mantık olarak bu tip modları seviyorum ama MyFaction, çok fazla emek isteyip, yeteri kadar ödüllendirmediği için benim gözümde sınıfta kalıyor.
MyFaction isimli oyun modunu üç farklı şekilde oynayabiliyorsunuz: Proving Grounds, Faction Wars ve Weekly Towers. Proving Grounds, 1v1, 2v2, 3v3 ve 4v4 gibi karşılaşmalar sunuyor ve kendi kartlarınızla girip, o karşılaşmaları belli şartları karşılayarak kazanmanız gerekiyor. Böylece, ilerleme kaydediyorsunuz ve yeni ödüllerin sahibi oluyorsunuz. Weekly Towers da ona benzer. Faction Wars ise 4v4 şeklinde, gerçek oyuncuların takımlarına karşı, tek oyunculu olarak oynanıyor. Yani, karşınıza gerçek bir oyuncu değil, sadece kurduğu takım geliyor, yapay zeka tarafından kontrol ediliyor. Burada hiç yenilmeden, karşılaşmaları kazanmak önemli.
MyFaction, oyunun zayıf noktasını ön plana çıkartıyor
MyFaction ile asıl problemim, oyunun “Grind” temelli mantığı ve bu mantık sonucunda yeteri kadar ödüllendirilmiyor olmanız değil; birçok karşılaşmanın 3v3 ve 4v4 şeklinde oynanıyor olması. Problem şu ki WWE 2K serisinin modern oyunlarının çoğu, takım temelli karşılaşmalarda inanılmaz sinir bozucu oluyor. MyFaction ise bu sinir bozucu oynanış mekaniğinin üzerine gelince, pek sağlıklı bir deneyim yaşanmıyor. Özellikle de 4v4 şeklindeki takım karşılaşmalarında karşı takımı tek başınıza devre dışı bırakmaya çalışmanız, her pin girişiminde karşı takımdan üç kişinin üzerinize çullanması zorluk değil, tembellik.
Takım temelli karşılaşmalarda ne zaman birisini pin edecek olsanız, o kişinin arkadaşları ringin içine dalıyor ve sürekli olarak sizin takım arkadaşlarınızdan önce size ulaşıp, pin durumunu bozuyor. Şartlar ne olursa olsun, sizin takım arkadaşlarınız çok geç tepki verdiği için bu durum değişmiyor. Evet, manüel olarak hedefleme yapıp, pin girişiminden önce karşı takımı devre dışı bırakmayı da deneyebilirsiniz ama 4v4 tipi karşılaşmalarda siz zaten diğer üç kişiyi sersemletene kadar ringdeki asıl kişi çoktan ayaklanmış oluyor. Bitirici hareket, pin girişimi ve hakemin saymaya başlaması derken de karşı takım zaten uyanmış oluyor.
MyFaction da ne yazık ki büyük bir hayal kırıklığı olurken, geriye sadece MyRise kalıyor. WWE 2K22 oyununun kariyer modu olan MyRise, öncelikle ikiye ayrılıyor. Bu noktada, kariyer moduna erkek veya kadın olarak başlayabiliyorsunuz ve her cinsiyet için kısmen farklı hikayeler sunuluyor. Ayrıca, cinsiyet seçimi ardından kendi karakterinizin geçmişini de seçiyorsunuz ki bu seçim de hikaye sırasında karşınıza çıkabilecek olan karakterleri etkiliyor. Hikaye modu dahilinde farklı seçimler yapıp, hikayenin gidişatını da etkileyebiliyorsunuz ama bu noktada da serinin önceki oyunlarına kıyasla ciddi anlamda büyük adımlar atılmıyor.
WWE 2K22 oyununun içeriklerini ele aldığınız zaman Play modu zaten gereksiz. Showcase ve MyGM ise bir kere tamamlandıktan sonra pek bir tekrar oynanabilirlik sunmuyor. Eğer oynayacağınız tek oyun modu buysa ve oyun dışında not tutup, evreninizi takip etmek hoşunuza gidiyorsa, Universe modu iş görebilir ama o da pek yenilikçi bir pozisyonda değil. MyFaction, benim sevdiğim tipte bir içerik ama çok fazla “Grind” istediği için ne yazık ki kendisinden hemen soğutuyor. MyRise ise ortalama üstü bir eğlence sunuyor. Farklı hikayeler sunduğu için kendisi az da olsa tekrar oynanabilirlik verebiliyor.
WWE 2K22, oyuncuların yapabileceği içerikleri de unutmuyor
WWE 2K serisinin eski oyunlarında Creation Suite olarak tanınan özellik, Creations olarak geri dönüyor. Bu noktada; oyundaki karakterleri, kemerleri, girişleri, kazanma sahnelerini, hareket setlerini, arenaları, şovları, Money in the Bank çantalarını, videoları ve özel maçları özelleştirebiliyorsunuz. Burada en önemli olan şey, sanıyorum ki kendi karakterinizi yapabilmenizdir. Superstar Creations, serinin önceki oyunlarına göre çok da bir değişiklik sunmuyor. Aslında, Creations içerisindeki hiçbir şey yenilik sunmuyor. Hatta, Entrance Creations içerisinde artık girişleri detaylıca hazırlayamıyorsunuz.
WWE 2K serisinin önceki oyunlarında kendi karakterinizin veya diğer karakterlerin girişlerini detaylı bir şekilde özelleştirebiliyordunuz. Yani, giriş kısmındaki animasyonu, rampadaki animasyonu, ringdeki animasyonu, ışıklandırmaları ve daha fazlasını özel olarak seçebiliyorsunuz. WWE 2K22 oyununda bunların hiçbiri yok; sadece bir şablon seçip, onun içindeki ögelere uyum göstermeniz gerekiyor. Ayrıca, oyundaki tuş kombinasyonları her geçen sene arttığı için Move-Set Creations, daha da büyümüş ve inanın kendi karakterimin hareketlerini seçmem üç gün sürdü. Mola vere vere yaptım karakteri resmen.
Creations çatısı altında beni hayal kırıklığına uğratan en büyük şey, kendi karakterimizi yaparken hala saçların ve sakalların iki-üç nesil öncesine ait gibi görünmesi. Ayrıca, kıyafetler üzerindeki fizikler de hala komik derecede kalitesiz. Yine de Creations içerisinde sunulan seçenek sayısı oldukça fazla. Yani, karakter oluştururken de şampiyonluk kemeri oluştururken de arena oluştururken de bence yeteri kadar seçenek sunuluyor. Yalnız, bunlarla uğraşabilmek için de oyuna çok fazla zaman ayırmak gerekiyor. Serinin sıkı oyuncularının haricinde bunlarla çok fazla zaman geçirecek birilerinin olduğunu sanmıyorum.
WWE 2K22 içerisinde son olarak bir de Online modu var. Burada isterseniz gerçek oyunculara karşı bir dövüş yapabiliyorsunuz, isterseniz de Community Creations içerisinden diğer oyuncuların yaptıkları karakterleri, şampiyonluk kemerlerini, arenaları ve daha fazlasını indirebiliyorsunuz. WWE 2K19 ve WWE 2K20 gibi son oyunları oynadıysanız zaten tüm bunlara alışıksınız demektir, pek bir değişiklik bulunmuyor. Çok oyunculu karşılaşmaların sağlığı hakkında ne yazık ki yorum yapamayacağım; kendilerini deneyimlemek istemedim. Çok oyunculu içerikler zaten yok denecek kadar az, belli ki odak noktası orada değil.
Bu oyun hakkında söylenebilecek iyi bir şey yok mu?
WWE 2K22 hakkında bu noktaya kadar 2000 kelime kadar yazdım ve çoğu olumlu yorumlardan oluşmuyordu. Oyunun içerik tarafında gerçekten sıkıntısı var. Her şey çok çekirdek seviyede ve/veya can sıkıcı. Yalnız, içerikler haricinde oyunda pek bir problem de yok. WWE 2K20, oyun içi hatalardan neredeyse oynanmıyordu, genel oynanış kalitesi oldukça kötüydü ama bu oyunun temeli üzerinde çalışıldığını gerçekten anlayabiliyorsunuz. Temel oynanış aslında serinin önceki oyunlarına göre çok farklı değil ama yine de içerisinde artık hiçbir hata bulundurmuyor ve önemli iyileştirmelere ev sahipliği yapıyor.
Bu iyileştirmelerden bir tanesi de kesinlikle animasyonlar. Evet, geliştirici ekip hala WWE 2K serisinin önceki oyunlarından gelen, belki de 4-5 yaşındaki animasyonları kullanmaya devam ediyor ama oyunun genelinde de yapılan animasyon temelli iyileştirmeleri hissedebilmek mümkün. Ayrıca, temel oynanış tarafında da önemli sistemsel değişiklikler var. Mesela; temel vuruşlar artık Light, Heavy ve Grapple olarak geçiyor. Bunlarla kombolar yapabilmek mümkün. Tüm bu hareketleri engelleyebilmek adına Reversal ile birlikte Dodge ve Block sistemleri de oyuna ekleniyor. Yani, artık vuruşlardan korunabiliyorsunuz veya yana kaçabiliyorsunuz.
Reversal, önceki oyunlara göre aynı çalışıyor. Dodge, adeta Souls serisindeki oyunlar gibi sağa-sola kaçmanızı sağlıyor. Bu sayede, her vuruştan kaçabiliyorsunuz. Block ise sadece Light ve Heavy tipi saldırılara karşı sizi koruyor. Bir de işin içine Breaker giriyor. Diyelim ki size bir kombo hareket yapılıyor; saldırı da Light, Light, Heavy olarak geliyor. Kombo sırasında sadece Breaker sistemi devreye giriyor ve komboyu durdurabilmek için rakibiniz ile aynı kombo tuşuna basmanız gerekiyor. Yani, size karşı Light tipi bir saldırı geliyorsa, siz de Light tipi saldırı yapma tuşuna basmalısınız. Yalnız, size gelen saldırının tipini okuyabilmek mümkün değil.
Düşünceler güzel olsa bile WWE 2K22 gibi bir oyunda size yapılan saldırının tipini bilmek mümkün değil. Light ve Heavy birbirine çok benziyor; Heavy ile Grapple da neredeyse aynı olabiliyor. Bu yüzden, bir kombo başladıktan sonra onu durdurabilmek sadece şans eseri oluyor. Burada, geliştirici ekibin yapmaya çalıştığı şeyi anlayabiliyorum ama WWE 2K serisi, bu tip sistemlerin çalışabileceği bir seri değil. Serinin önceki oyunları Reversal sistemiyle çok iyi bir şekilde idare ediyordu; Dodge, Block ve Breaker gibi ek sistemlerin gelmesi sadece yaşatılan deneyimi daha çok karışık hale sokuyor.
WWE 2K22, kendisini basitleştirmek haricinde her şeyi yapıyor
Bir video oyununun kendisini basitleştirmeye çalışması her zaman olumlu bir şey değil ama WWE 2K serisinin buna ihtiyacı vardı. Geliştirici ekip de WWE 2K22 ile hedeflerinin bu olduğunu söylemişti ama şimdi Reversal haricinde üç farklı kaçınma sisteminin tanıtılması, bunun tam tersinde bir deneyim sunuyor. Sadece onlar da değil; defansif kaçınmaların özel versiyonları, Payback sistemi, imza hareket ve bitirici hareket de şimdi Special Bar içine yerleştiriliyor. Bunları da tek bir bardan okumak biraz zor oluyor. Mesela, ben hala Payback sisteminin hangi durumda devreye girdiğini anlayabilmiş değilim; önceki oyunlarda bunlar kolayca anlaşılıyordu.
Sadece bunlar değil; kontroller de genel anlamda çok daha karışık. WWE 2K serisinin önceki oyunlarında Grapple filan oldukça kolaydı. Ayrıca, vücudun farklı noktalarını hedefleyebilmek de eklenmiş hoş bir sistemdi. WWE 2K22, şimdi her şeyi bir kere daha karıştırıyor. Bu sefer, tek tuşluk saldırıların üzerine DualSense ile örnek vermek gerekirse, daire tuşuna basıp, özel bir tutma anını aktif edip, ondan sonra tekrar Grapple yapabilme, ringin halatlarının yanında L1 gibi tuşları kullanıp, daha sonra Grapple yapabilme ve çok daha fazla gereksiz tuş kombinasyonu dahil ediliyor. Tüm bunlar, kontrolleri daha basit yapmak yerine her şeyi karıştırıyor.
Son birkaç senedir WWE 2K serisinin kontrol takımı sürekli olarak değiştiriliyor ve her sene piyasaya sürülen bir oyunda, kontrolleri tekrar ve tekrar öğrenmek çok zor oluyor. WWE 2K22, bu konudaki her şeyi neredeyse sıfırlıyor, tüm kontrolleri yeniden öğrenmeniz gerekiyor. Yalnız, bunu aştıktan sonra ve savunma sistemlerini de kavradıktan sonra temel oynanıştan zevk alabilmeniz mümkün. Daha önce de söylediğim gibi oynanışta hiçbir hata yok ve yüksek kaliteli bir şekilde oyunu deneyimleyebiliyorsunuz. Vuruş animasyonları, sesler ve dahası çok güzel hissettiriyor. Belki de oynanış anlamında serinin en iyi deneyimi sunuluyor.
Bazı karışık yapılara rağmen WWE 2K22, oynaması kesinlikle eğlenceli ve kaliteli olan bir oyun gibi hissettiriyor. Eğer içerikler de aynı kaliteye sahip olabilseydi, aslında bu seri çok başarılı bir geri dönüş yapmış olacaktı ama tahmin ediyorum ki geliştirici ekip, temel oynanışa odaklandı ve bu sırada da içeriklere pek dokunulmadı. Yani, Showcase ve Universe gibi modlarla hiçbir yeniliğin sunulmaması, MyGM modunun alfa seviyesinde olması, MyFaction ile tek oyunculu bir oyunda mikro ödemelerin peşinde koşulması ve MyRise modunun da ortalama eğlenceli bana bunları gösteriyor. Seri yine bir şeyi iyi yaparken, öbürünü kötüleştiriyor.
Sunum tarafında da önemli iyileştirmeler var
WWE 2K22 oyununun görselliğinden ve diğer sunum ögelerinden bahsedebilmek için yine serinin geçmişine bakmak gerekiyor. Mesela, WWE 2K20 oyununda karakterler, gerçek hayattaki modellerine hiçbir şekilde benzemiyordu bile. Özellikle de kadın karakterlerin oyun içi modelleri berbattı. Oyunun genel görselliği de çok kötüydü. Aslında serinin birçok fanı, görselliği her sene övüyor ama ben bu insanların daha önce gerçekten kaliteli doku kaplamaları ve ışıklandırmalar filan gördüğüne inanmıyorum. Yani, oyun bulanık bir görsellik sunarken, karakterler hiç gerçek hayattaki modellere benzemezken, bir görsellik nasıl iyi olabilir?
WWE 2K22, bu yönde çok büyük bir adım atıyor ve özellikle oyun içi karakter modelleri ciddi anlamda iyileştiriliyor. Bu iyileştirmelerde kötü olan tek şey, karakterlerin gözlerinde hala o ruhsuzluğun varlığını koruyor olması. Yalnız, bunun haricinde karakter modelleri gerçekten kaliteli. Işıklandırmalar ise çok daha gerçekçi. Oynanış anında sunulan görsellik ise bu seride hiç olmadığı kadar daha net. Seyirciler, ringin detayları, karakter modelleri ve daha fazlası çok net görünüyor. Sonucunda da hoş bir görsellik elde ediliyor. Daha önce söylediğim gibi sakallar ve saçlar hala birkaç nesil öncesine ait ama onlar ve gözler haricinde her şey başarılı.
Konu, performans olduğu zaman da ortada kısmi bir başarı var. Oyunun performansı zaten gayet başarılı bir 60 FPS. Kare sayısı hiçbir zaman düşmüyor ve PlayStation 5 konsolunda yükleme ekranlarının önemli bir kısmı da 1-2 saniye sürüyor. Asıl problem, oyunda hala çok fazla sayıda yükleme ekranının olması. Sesler ve müzikler ise ortalama üstü bir yapıya sahip. Yani, vuruşların ses efektleri filan hala önceki oyunlardaki gibi ve yorumcular da tüm karşılaşma boyunca aynı cümleleri kurup, duruyor. Yine de performans çok stabil olduğu için ve görsellikte ciddi iyileştirmeler yapıldığı için sunum hoşuma gitti.
Her şeyi özetlemek gerekirse WWE 2K22, ortalama üstü bir oyun. Yalnız, böyle dedim diye oyunu gözünüzde çok kötü bir hale sokmayın. Puan kırıyor olmamın en büyük sebepleri bu sefer oynanış tarafında değil, içeriklerde. Serinin eski oyunlarında berbat ve hata dolu olan oynanış, bu oyunda çok yüksek bir seviyeye çıkıyor ve eğlenceli bir deneyim sunuyor. Bu oyunu aşağıya çeken şeyler, oyun modlarının çok yavan olması ve bazı kategorilerde de çok büyük adımların geriye doğru atılmış olması. Açıkçası, MyGM ve MyFaction, daha sağlıklı ve zengin bir deneyim sunsaydı, bu oyuna 2-3 puan daha fazla verebilirdim bile.