Xbox One ve Xbox One S konsollarını inceledim. Şimdi de sıra Xbox One X konsoluna geldi. Açıkçası, PlayStation tarafında bu neslin iki konsolunu da sevmiştim ve hepsi de bende ayrı bir yere sahipti. Xbox için ise aynı şeyi söylemem çok güçtü. Zaten uzunca bahsettim ama özetle, Xbox One konsolundan hiç memnun kalmamıştım. Xbox One S konsolu ise doğru yolda atılan ilk adımdı ama daha yeterli değildi. Microsoft tarafının bu nesilde yaptığı en iyi şey ise bence Xbox One X konsolu idi ve ben de o konsolu çıkışından sonra satın alarak, oyun deneyimlerime devam ettim.
Benim konsollara yakın olmamın sebebi, bilgisayarımda oyun oynamayı kaldıramıyor olmam. Yani, zaten bütün gün bu bilgisayarın başında oturuyorum ve rahatlayıp, oyun oynamak istediğim zaman ise farklı bir ortamda olmayı istiyorum. Bu ortamı da bana konsollar sunuyor. İşte durum böyle olunca da konsol oyunculuğu dediğimiz terim, bana en sıcak şey olarak geliyor. Bu kadar sene boyunca aktif olarak PlayStation konsollarını kullandığım için de Xbox One X konsoluna sahip olduğum zaman kendimi bambaşka bir ortamda gibi hissettim.
Daha önce Xbox One ve Xbox One S konsollarını kullandım ama kendimi gerçekten bir oyun konsolu kullanıyor gibi hissettiğim tek Xbox konsolu, Xbox One X idi. Bu konsolu, en başta Forza Horizon 4, Forza Motorsport 7 ve Sea of Thieves için satın almıştım. Gerçekten, Microsoft tarafından daha fazla beklentim yoktu. Halo gibi oyun markaları ilgimi çekmiyordu. Üçüncü parti oyunları da PlayStation 4 Pro konsolumda oynuyordum zaten. Bu yüzden Devil May Cry 5 gibi birkaç üçüncü parti oyun haricinde bu konsolu, Forza Horizon 4 ve Sea of Thieves gibi oyunlar için kullandım.
Bu oyunların yanında tabii ki Xbox Game Pass Ultimate için de abone olmuştum ama kendi aboneliğim boyunca oynayacak çok fazla oyun bulamamıştım. Bunun sebebi, sistemde kalitesiz oyunların yer alıyor olması değil, benim o oyunları halihazırda oynamış olmam. Bu konsolu 13-14 ay boyunca kullandım ve yeni nesil yaklaşınca sattım. Bu süre boyunca Xbox Game Pass aracılığı ile en fazla 5 farklı oyun indirmişimdir diye düşünüyorum. Tabii ben konsolu sattıktan sonra sistemin kendisi çok daha değerli bir hale geldi, dev gibi oyunlar eklendi. Bu da benim şansım ne yazık ki.
Xbox One X, bu neslin sınırlarını mı zorladı?
Xbox One ve Xbox One S, tasarım konusunda problemlere sahipti. Mesela, Xbox One konsolu herhangi bir şekilde sağlamlık hissi vermiyordu. Xbox One X bile bence bunun tam tersi. Konsol, hem oldukça sağlam bir his veriyordu, hem de aynı şekilde görünüyordu. Sağlamlığın haricinde konsolun genel görüntüsü de gayet güzeldi. Yani, öyle abartılı bir şey yoktu, kara kutu gibi duruyordu televizyonumun yanında. Bununla alakalı olarak hiçbir problem de yaşamadım. Her şeyden önemlisi, artık ön tarafta bir USB noktası bulunuyordu. Ben daha fazla ne isteyebilirim ki?
Geçmiş konsollara göre pek de farklı bir şey bulunmuyordu öne eklenen USB noktasından başka. Yani, yine HDMI ve USB gibi girişler konsolun arkasında yer alıyordu. Girişlerden ziyade tasarım konusunda benim ağzımı açık bırakan en büyük olay, konsolun hiç ses çıkartmıyor olmasıydı. PlayStation 4 Pro; The Last of Us Part II, Call of Duty: Warzone ve Marvel’s Avengers gibi oyunlarda adeta bir roket oluyor, evin her yerinden duyulan fan seslerini çıkartıyordu. Xbox One X ise Gears 5 gibi yüksek seviyeli oyunlar bile inanılmaz sessizliğini hep korudu.
Xbox One X, bu neslin en güçlü konsoluydu. Cihazın içerisinde sekiz çekirdekli, 2.3 GHz değerinde çalışan bir işlemci yer alıyordu. Grafik işlemci birimi ise 6.0 TFLOPS değerinde performans gösteriyordu. GDDR5 tipinde bir de 12 GB büyüklüğünde RAM yer alıyordu ve 1 TB gibi bir HDD ile geliyordu. Böyle bir donanım, şimdiki nesil oyunlar için çok güzeldi ama özellikle üçüncü parti oyunlar, ne yazık ki bu performansı hiçbir zaman net olarak kullanamadı. Bunun sebebi ise Xbox One ve PlayStation 4 gibi konsolların, nesli çok geride tutuyor olmasıydı.
Xbox One X konsolunun potansiyelini üçüncü parti oyunlarda görmemiş olsak bile bu beni rahatsız etmedi. Ben bu konsolda çok da kötü görünen bir yapıt ile karşılaşmadım. Birinci parti oyunlar ise ayrı bir güzellikteydi zaten. Özellikle; Gears 5, Sea of Thieves ve Forza Horizon 4 çok güzel görünüyordu, çok da güzel bir performans sunuyordu. Açıkçası böylesine yüksek kaliteli bir donanımı en başta PlayStation 4 Pro konsolunda görmeyi çok isterdim ama kısmet bu konsolaymış tabii ki, şikayet edemeyeceğim. Donanım açısından bu konsolu kullandığım zaman boyunca şikayetim olmadı.
Biraz da kontrolcüden bahsetmeyelim mi?
PlayStation 4, PlayStation 4 Pro, Xbox One ve Xbox One S için yazdığım incelemelerde söylemiştim, bu nesilde en iyi kontrolcüyü kesinlikle Microsoft tarafı yapmıştı. Xbox One X ile sunulan temel kontrolcü ise benim bugüne kadar kullandıklarım arasında en iyisiydi. İstediğim oyuna gireyim; Sea of Thieves, Forza Horizon 4 veya Gears 5… Oynadığım her oyunda inanılmaz kaliteli bir oyun hissi aldım kontrolcü sayesinde. Bu his, en iyi de yarış oyunlarında veriliyordu; kontrolcünün gaz ve fren butonları için de titreşim kullanıyor olması bence çok güzel bir özellikti.
Ben yine de bu kontrolcüden kusursuz bir deneyim alamadım. Bunun sebebi ise kontrolcünün pille çalışıyor olması. Konsolun önünde bir USB noktası bulunduğu için aslında USB kablosu ile bağlayıp, oyunları öyle oynuyordum ama o da bir süre sonra beni sanki tasma ile bağlanmış gibi hissettiriyordu. Yani, ne olurdu DualShock 4 gibi tekrar şarj edilebilen bir batarya ile çalışan sistem kurulsaydı? Evet, kontrolcünün şarjı muhtemelen 4-5 saatte biterdi ama ben de zaten konsolun başında oturup, aralıksız bir şekilde 6 saat oyun oynamıyorum.
Tabii kontrolcünün başarısında video oyunlarının da payı var. Aslında, genel olarak bu konsol için çıkmış olan oyunlar hakkındaki görüşlerimden bahsetmiştim. Birinci parti oyunlarda herhangi bir sıkıntı yaşamamıştım ve sunulan görsellik ile performans gayet güzeldi. Üçüncü parti oyunların ise bu konsolun potansiyelini kullanamamış olması beni her zaman üzmüştü. Yalnız, bunda da Microsoft tarafının net olarak bir suçu yok bence. Sonuçta, günümüzde her video oyunu, en güçlü konsola göre değil, en güçsüz konsola göre tasarlanıyor ne yazık ki.
Oyunların kurulum süreleri ve güncelleme hızları da normaldi. Yalnız, konsol yine de HDD kullandığı için tabii ki zaman zaman problemler yaşanıyordu. Güncelleme dosyalarını kopyalamak filan zaman alabiliyordu. Ne yazık ki cihazın kendisi oldukça eski bir HDD kullanırken, bu problemlerden kaçabilmek mümkün değil. Cihazda harici SSD kullanarak bu tip problemler çözülebiliyor ama ben böyle bir yol izlemedim hiçbir zaman. Bu yüzden de yeni nesil konsolları merakla bekliyorum. Bakalım, PlayStation 5 ve Xbox Series X, SSD ile nasıl bir performans verecek?
Xbox Game Pass, Xbox One X ile daha mı zevkli?
Xbox One X ile Xbox Game Pass, aynı senede çıktı. Bu konsolu alan oyunculara ise otomatik olarak 1 aylık abonelik hediye ediliyordu. Ben de ilk kez o şekilde Xbox Game Pass sahibi oldum. Daha önce bahsetmiştim, bu sistemi ben pek kullanmadım ama kullanmamış olmam, sisteme objektif bir şekilde bakmamı engellemiyor. Ben, bu abonelik sistemini senelerdir herkese öneriyorum. Hatta, sırf Xbox Game Pass yüzünden insanlara Xbox konsollarını öneriyorum. Sonuçta, ülkemizde oyunların fiyatları sürekli yükseliyor ve abonelikler çok daha yararlı görünüyor.
Xbox Game Pass, her ne kadar güzel olsa da benim para verdiğime pişman olduğum tek abonelik, Xbox Live Gold oldu. Yani, bu sistem ile aylık olarak verilen oyunların hiçbir anlamı yok; ortada Xbox Game Pass gibi bir sistem var. Ben eğer her ay oyun istiyor olsam, Xbox Live Gold yerine Xbox Game Pass alırım. Bu yüzden de sadece oyunları çevrim içi oynayabilmek için bu sisteme abone oluyorum ve verilen para da sadece çevrim içi oyun oynama özelliğine pek değmiyor efendim. Microsoft, Mixer gibi platformlarda da başarısız olduğunu zaten bu sene kanıtladı.
Xbox Live Gold ve Mixer, Microsoft tarafının başarısız sistemleri arasında yer alsa da bu sene hayatımıza bir de bulut temelli bir oyun sistemi girdi. Eski adı Project xCloud olan bu sistem, Xbox Game Pass Ultimate ile birlikte çalışıyor. Eğer bu sisteme aboneyseniz, Android temelli akıllı telefonlarınızdan, kendi oyunlarını yayın aracılığı ile oynayabiliyorsunuz. Bu sistem, interneti güçlü olan oyuncular için kesinlikle güzel bir fırsat ama kendisi ne yazık ki ülkemizde henüz aktif değil. Bu yüzden de sistemi deneyemedim ve fikirlerimi de sizlere aktaramıyorum efendim.
Bence Microsoft gayet güzel bir çevrim içi deneyim sunmayı başardı oyunculara. Evet, Mixer gibi gereksiz bir projeye çok zaman ve para harcandı. Aynı zamanda Xbox Live Gold da pek öne çıkamadı ama yine de Xbox Game Pass ve Project xCloud, tüm bu kötülüklerin üzerini kapatabilecek seviyede bence. Özellikle ülkemizdeki oyun fiyatları 500 liranın üzerine çıkarken, Xbox Game Pass sistemi sanki cennetten geliyor. NVIDIA GeForce Now sisteminin başarısına bakarsak, Microsoft da bulut temelli oyunculuk sistemi ile benzer bir başarı yakalayabilir.
Kusursuz bir konsol mu var karşımızda?
Xbox One X ne yazık ki kusursuz bir konsol değil. Aslında, şu anda yeni nesil konsolları da aynı fiyat etiketinden görmeye hazırlanıyoruz ama bu konsol 500 Dolar olması, bence büyük bir hata idi. Özellikle bu konsolu, Xbox One ve PlayStation 4 gibi cihazlar geride tutarken, Sony Interactive Entertainment gibi ara nesil güncellemesine çok abanılmayabilirdi, 400 Dolar değerinde bir cihaz sunulabilirdi. Sonucunda zaten PlayStation 4 Pro ile Xbox One X konsolu arasında, üçüncü parti oyunlar tarafında çok az bir fark vardı. Birinci parti oyunlara lafım yok.
Tasarım ve performans olarak da zaten Xbox One X konsolunun çok iyi olduğunu söylemiştim. Bu konsolun zaman zaman PlayStation 4 Pro konsolunun tam tersine sahte 4K yerine gerçek 4K çözünürlük sunması da çok güzel bir ekstra olabiliyordu. Bunun haricinde, konsolun arayüzünün düzenli olarak güncellenmesi ve zamanla iyileştirilmesi de Microsoft tarafından tasarıma önem verildiğini gösteriyor. Aynı şey, konsolun içerisindeki Microsoft Store için de geçerli. Bence, arayüz konusunda PlayStation tarafı daha iyi ama Xbox da özellikle 2020 senesinde kendisini çok geliştirdi.
Yeni nesle baktığımız zaman bir de Xbox Series S ve Xbox Series X konsollarını görüyoruz. Yeni nesil başladığı zaman Microsoft, ne yazık ki Xbox One X konsolunun üretimini durdurmuş olacak. Bunun yerine Xbox One S konsolunun üretimi devam edecek. Bu da demek oluyor ki Xbox Series S, incelemekte olduğum bu konsolun yerine geçecek ve 100 Dolar daha ucuz bir deneyim sunacak. Hatta o konsol, çok daha güçlü donanımı ile 1440p/120 FPS değerlerine kadar bile çıkabilecek. Bu konsol, sadece 4K/60 FPS değerlerinde çalışabiliyor ve o değerlere ulaşabilen oyun sayısı da oldukça az.
Demek istediğim şudur ki bu konsol, neslin en iyisiydi. Eğer donanım ve tasarım tarafından bakacak olursak, bu konsolun üzerine daha iyisi yoktu. Aynı şeyi Xbox Game Pass sayesinde çevrim içi servisler hakkında da söyleyebilirim. Birinci parti oyunlar ise oyuncudan oyuncuya değişiyor tabii ki. Bazı kişiler, Sony Interactive Entertainment tarafından sunulan kusursuz macera oyunlarını seviyor; bazı oyuncular ise Xbox tarafındaki Forza ve Halo gibi markalara hasta. Diğer incelemelerimde olduğu gibi bu konsolu yine sizlere öneremeyeceğim; birkaç ay sonra yeni nesil başlayacak.