Ubisoft, birkaç sene önce Tom Clancy’s XDefiant isimli bir video oyunu duyurmuştu. Bu oyun, Call of Duty serisine bir cevap olarak geliştiriliyor gibi görünüyordu. Yalnız, oyun ilk etapta pek de beğenilmediği için öncelikle “Tom Clancy’s” adını kaybetti; o markayı zedelememek adına sadece XDefiant oldu. Şimdi ise bu oyunun alfa öncesi bir sürümünü deneme şansı elde ettim ve gördüm ki bu oyun gerçekten o ikonik markayı adından atarak çok iyi etmiş. Açıkçası, yaşamış olduğum deneyim ne bir Call of Duty, ne de bir Tom Clancy’s serisine ait bir oyun gibi hissettiriyordu. Sert konuşmak istemem ama en azından şu anki haliyle oyun, daha düşük seviyeli bir yapıt gibi duruyor.
Ubisoft, kendi markalarını bu oyunda birleştiriyor
Aslında piyasada Call of Duty için rakip olmaya çalışan birçok oyun var. Bu oyunların bir kısmı işin içine Overwatch serisindeki bazı elementleri de katıyor. XDefiant ise bunu en açık şekilde yapan oyun bana soracak olursanız. Ubisoft, bu oyunun temel oynanışında gerçekten Call of Duty serisine göz kırpıyor, yetenek tarafında da Overwatch tarafına yöneliyor. Yalnız, problem şu ki oyun, bu iki tarafta da net olarak belli bir kaliteye ulaşamıyor. Yani, ne ateş etmek Call of Duty serisindeki kadar eğlenceli, ne de yetenek kullanmak Overwatch serisindeki kadar stratejik hissettiriyor. Hatta, yetenekleri tamamen göz ardı edip bile bu oyunu oynayabiliyorsunuz.
XDefiant içerisinde öncelikle Ubisoft şirketine ait bolca oyun serisini görebilmek mümkün. Aslında, bu yönde oyunun güzel bir avantajı da var. Oyunun içerisinde kullandığınız karakterlerden tutun da yeteneklere ve bölüm tasarımlarına kadar her şey Ubisoft şirketinin diğer oyunlarından geliyor. Bu şirketin oyunlarını seven bir oyuncu için de bu yapıt, gayet güzel bir seçim olarak görünebilir bu durumda. Mesela, karakter tarafında, oyunun deneyimlemiş olduğum bu alfa öncesi sürümünde Tom Clancy’s Ghost Recon Phantoms, Far Cry 6, Watch Dogs 2 ve Tom Clancy’s Splinter Cell oyunlarından toplamda dört adet grup ve bu grupların içinde de birkaç karakter bulunuyor.
XDefiant oyunundaki her karakter grubunun kendilerine ait nihai yeteneği, aktif yeteneği ve pasif yeteneği bulunuyor. Aktif yetenek, L1 ile; nihai yetenek de R1 + L1 ile kullanılabiliyor. Geriye kalan kontroller de diğer nişancı oyunları ile aynı. Yani, silahları ateşlemek için R2, nişan almak için L2, eğilmek için yuvarlak, bomba atmak için de R1 tuşları kullanıyor. Oynanış tarafında benzersiz bir yön arıyorsanız, ne yazık ki bulamayacaksınız. Bu oyun sadece Call of Duty ile Overwatch markalarının birbirine zayıf bir şekilde yapıştırılmış versiyonu gibi hissettiriyor; kendisine ait olan tek şey, Ubisoft şirketinin diğer oyun serilerini içerisinde bulundurması.
XDefiant oyununda bir de Loadout sistemi bulunuyor. Bu oyunda Assault, SMG, Shotgun, LMG, Marksman ve Sniper kategorilerinden bir silahı alıp, yedi farklı kategoride özelleştirebiliyorsunuz. Bunlar da Muzzle, Barrel, Front Rail, Optic, Magazine, Rear Grip ve Stock olarak geçiyor. Tüm bu değiştirdiğiniz parçalar silahın Firepower, Mobility, Accuracy ve Ammo değerlerini olumlu ve olumsuz etkiliyor. Yani, yine Call of Duty serisindeki Gunsmith özelliğine benzer bir sistem var ama bu sistem çok daha yüzeysel seviyede duruyor. Silahınızı özelleştirdiğiniz zaman, oynanış tarafında bu değişiklikleri hissedebiliyorsunuz. İkincil silah özelleştirme ve bomba seçme de mevcut.
Oyunun en farklı yönü, haritaları
XDefiant oyununun en farklı (ama benzersiz olmayan) yanı ise aslında haritaları. Bu oyundaki haritalar, Call of Duty serisindeki gibi kare değil de uzun-ince bir yapıya sahip. Oyundaki modlar da zaten buna uygun bir şekilde ayarlanmış; bölgeleri alarak, düşmanı sürekli geriye itmeye çalışıyorsunuz. Benzeri oyun modları Battlefield ve Overwatch serilerinde de var ama bu oyun, bana öyle geliyor ki en dar ve en uzun harita deneyimlerini sunuyor. Yalnız, bu noktada çok da detaya inmek istemiyorum; daha alfa öncesi bir süreçte olduğumuz için doğma noktaları gibi şeylerin iyileştirilmesi için çok uzun bir zaman var. Ben bu yazımda yüzeysel kalacağım.
Benim yazım gibi yüzeysel kalan bir şey de XDefiant oyunundaki temel oynanış hissi. Daha da önce söylemiştim zaten, bu oyunda ateş etmek, Call of Duty serisindeki kadar gerçekçi, tatmin edici ve eğlenceli hissettirmiyor. Yetenekler de Overwatch serisindeki kadar önemli durmuyor. Bunun sonucunda ise ikinci sınıf bir nişancı deneyimi sunuluyor. Evet, tek başına belki bazı oyuncuları eğlendirebilecek bir oyun ama uzun vadede bir başarı elde edilebileceğini ben pek sanmıyorum. Zaten projenin başında da nişancı oyunlarında deneyimli olmayan Ubisoft San Francisco stüdyosu var gibi görünüyor ki bu da ilginç bir karar bence.
Ubisoft San Francisco daha önce Rocksmith serisi üzerinde ana geliştirici olarak görev aldı ve daha sonra da South Park serisine yönelip, rol yapma deneyimleri oluşturdu. Şimdi aynı stüdyonun bir anda nişancı oyunu geliştirmesi bana pek normal gelmiyor. Tabii ki stüdyoya nişancı türünde deneyimli kişiler alınabilir ama yine de bu stüdyonun seçilmiş olması, oyunun şirketin gözünde de çok bir yere sahip olmadığını gösteriyor bana. Açıkçası, bu oyuna gelen ilk eleştiriler ardından kendisinin iptal edilmemesine de oldukça şaşırdım. Belki de Ubisoft, bu proje ile oynaması ücretsiz bir nişancı oyununun yönetimini deneyimlemek istiyordur, bilemem.
Evet, XDefiant piyasaya sürüldüğü zaman oynaması ücretsiz bir nişancı oyunu olacak. Bu oyun, hızlı savaşlara odaklanacak ve arena temelli bir deneyim sunacak. Bu sözlerin tutulduğunu, oyunun alfa öncesi sürümünde görebiliyoruz ama ben açıkçası bunun yerine, yazımda adını geçirdiğim diğer tüm oyunları oynamayı tercih ederim. Belki bu oyunun ücretsiz olması hoş bir avantaj olabilir diye düşünüyorum. Tabii yine de bu söylediklerimi final düşüncem olarak almayın. Oyun daha alfa seviyesine bile ulaşmadı. Ben de zaten bu yüzden bir ön inceleme yerine fikir yazısı yazmak istedim. Oyunun daha ileriki sürümlerini de oynayıp, gelişmeleri görmeyi çok isterim.