Konu birinci şahıs nişancı oyunları olduğu zaman piyasayı genellikle ya Call of Duty tarzı, ya da Counter-Strike tarzı oyunlar domine ediyor. Ayrı türde yer alan taktiksel oyunlar ise birazcık unutuluyor. Bugün inceleyeceğimiz Zero Hour ise orijinal olarak Ağustos 2020 içerisinde bir Erken Erişim oyunu olarak sunulan ve o zamandan beri iddiasını koruyan bir taktiksel nişancı oyunu. Kendisi sadece birkaç gün önce tam sürümü ile oyuncularla buluştu. Ben de bunu bir fırsat bilip, inceleme merceği altına almak istedim bu popüler ve iddialı oyunu.
Zero Hour oyununun amacı, hayali bir şehir içerisinde taktiksel ve kısa menzilli savaş deneyimini oyunculara tek oyunculu ve çok oyunculu bir şekilde sunabilmek. Oyun, kesinlikle ayakları yere basan bir deneyim olarak sunuluyor ve 10 oyuncuya kadar toplanıp, taktiksel görevlerde arkadaşlarınız veya tanımadığınız diğer oyuncularla eğlenebiliyorsunuz. Ayrıca, rekabet istiyorsanız, 5v5 şeklinde oynanan bir PvP deneyimi de mevcut ki o da işin PvE kısmı kadar eğlenceli ve aynı zamanda da taktiksel bir oyun sunuyor diyebilirim.
Zero Hour içerisinde şu anda 18 farklı harita, 23 farklı silah ve 18 farklı ekipman bulunuyor. Haritalardaki en büyük özellik, oyunu her başlattığınız zaman mobilyaların filan yerleri değişebiliyor. Silahlar da farklı parçalar ile özelleştirilebiliyor ki bu da duruma en uygun şekilde hareket edebilmenizi sağlıyor. Bu noktadaki en iyi şey, oyunda herhangi bir metanın olmaması. Geliştirici ekip, bunu nasıl becermiş, bilmiyorum ama oyundaki her silah ideal ve “OP” olan hiçbir silah yok. Silah ve parçalarını açmak için uğraşmıyorsunuz; her şey açık ve önemli olan yetenek.
Tabii ki Zero Hour gibi oyunlar için önemli olan bir diğer şey de deneyim. Ne kadar yetenekli bir oyuncu olursanız olun, oyuna ilk başladığınız zaman mutlaka zorlanacaksınız. Özellikle de PvP cephesinde karşınızdaki oyuncular hem silahların davranışlarını, hem de haritayı avucunun içi gibi bildiği için işler biraz zor bir şekilde başlıyor ama oyuna alışıkça sizler de rekabet etmeye başlayabileceksiniz. Oyunun bu noktada yeni başlayan oyunculara odaklanmış özel bir deneyim sunmasını da isterdim ama pek mümkün gibi görünmüyor.
Zero Hour oyununun problemi ise her şeyden önce içerisinde bulundurduğu hatalar ve çapının biraz küçük olması. Oyunda ne yazık ki çok fazla hata var. Bazen oyunun sesini tamamen kaybediyorsunuz, bazen görsellikte sıkıntı çıkıyor, bazen yapay zeka beklendiği gibi davranmıyor, bazen de başka şeyler oluyor. Bu hatalar, oyunu öldüren elementlerin başında geliyor. Oyunun çapı çok da büyük olmadığı için özellikle görselliğin basitliği filan çok göze batıyor. Yani, şöyle söylemek istiyorum, bu yapıtta ilgi çekici olan tek şey taktiksel oynanış.
Zero Hour içerisindeki mekanikler ve oynanış oynanış elementleri oldukça derin. Maç üzerinde daha fazla özgürlüğe ve kontrole sahipmişsiniz gibi hissettiriyor oyun. Oyunu tek başınıza oynamak, bir angarya olmaktan çok terörist avı deneyimi sunuyor ve ayrıca zorlayıcı da olabiliyor. Şarjörünüzü ve mermi sayınızı özgürce kontrol edebiliyorsunuz, ADS mesafenizi değiştirebiliyorsunuz ve çok daha fazlasını yapabiliyorsunuz… Mesela, el fenerleri inanılmaz gerçekçi bir şekilde çalışıyor ve bir basınç pedi bile ayarlayabiliyorsunuz. Böylece yalnızca nişan aldığınız zaman fener yanıyor.
Zero Hour içerisinde cephanenize dikkat etmek de önemli ama bu dengeli bir şekilde sunuluyor; silahları ateşlerken, her bir mermi özel hissettiriyor. Düşmanların üstesinden gelmek için bir sistem öğrenmek yerine, oyun gerçek bir durumda muhtemelen yapacağınız gibi zekanızı ve reflekslerinizi test ediyor. Oyun acımasız olsa da yeterince hızlıysanız, gizliliği bozmanın üstesinden doğrudan bir çatışma ile gelebilirsiniz. İşte tüm bu iyiliğin hatalar ile yerin dibine giriyor olması ve bu oyunun, oyuncu sıkıntısı çekiyor olması üzücü hissettiriyor efendim.
Zero Hour oyununda bence yapılması gereken çok daha fazla hata düzeltme operasyonu ve optimizasyon iyileştirmesi var. Yine de bu yapıt, sizi sürücü koltuğuna oturtan nadir bir taktiksel bir nişancı oyunu. Bu oyunun en büyük iki avantajı var, klasik bir Tom Clancy’s Rainbow Six oyunu gibi hissettirdiği için türün deneyimli oyuncularına hitap etmesi ve Ready or Not gibi büyük bir rakibin henüz PvP desteği sunmuyor olması. Yalnız, oyun bu avantajları aktif bir şekilde pek de kullanamıyor geliştirici ekip her ne kadar bu oyunu sürekli iyileştiriyor olsa da…
Her şeye rağmen Zero Hour, Ready or Not değil. O oyun gerçekten çok daha iyi grafiklere sahip, evet ama silah temelli oynanış ve elinizin altındaki silah miktarı gerçekten mükemmel. Aralarından seçim yapabileceğiniz çok sayıda harita var ve düşmanların yapay zekası biraz tuhaf ama çoğunlukla gerçekçi. Ready or Not içerisindeki hasar modellerine kıyasla Zero Hour, şahane bir iş çıkartıyor. Ayrıca koşabilmek ve hazır pozisyonunuzu değiştirebilmek de harika. Ön planlama evresi de etkileyici ama oyuncular tarafından pek de fazla kullanılmıyor.
Zero Hour içerisindeki köpek mekaniği üzerinde biraz çalışılması gerekiyor ama oyunu değiştirebilecek ciddi bir potansiyele sahip mükemmel bir eklenti. Genel olarak, kendisi Ready or Not yapıtından birçok farklı yöne sahip. Peki, bu durumda, bu oyunu satın almanızı engelleyecek olan şey ne? PvP bile var. Evet, PvP var ama ne yazık ki oyuncu yok. Bu satırları yazdığım sırada incelediğim oyunu 140 kişi oynuyor; rakibinde ise 4.500 kişi var. Durum böyle olunca, bu oyunda hem sunucu bulmak çok zor, hem de bulduğunuz zaman hep aynı kişilere karşı oynuyorsunuz.
Zero Hour oyununun en büyük avantajı olan PvP, ne yazık ki var olmayan oyuncular yüzünden ölüyor. Evet, 10 kişilik geniş bir arkadaş grubu içerisindeyseniz, bu oyunu Ready or Not karşısında size kesinlikle tavsiye edebilirim. O oyun sonuçta sadece tek oyunculu olarak oynanabiliyor ama tek başınıza oyun oynayacaksanız, rakip yapıt çok daha cilalı ve geniş bir çapa sahip. Dediğim gibi incelediğim bu oyun da fena değil ama 1.0 sürümüne geçmiş olmasına rağmen biraz daha fazla emek harcanması gerekiyor gibi duruyor oyuna.
İşte tüm bunlara dayanarak da Zero Hour oyununu gelecekte, PvP için oyuncu sayısı iyileşirse ve/veya PvE için de oyundaki hatalar düzeltilirse, indirim döneminde önerebilirim. Bu oyun, Ready or Not yapıtına kıyasla birkaç dolar daha ucuz ama aradaki fiyat farkı da cila ve kalite ile kendisini ortaya koyuyor. Yani, bu oyunun fiyatı da bir tık yüksek. MENA bölgesi için çok daha iyi bir fiyatlandırma yapılmasını tercih ederdim şahsen. Bu arada, Ready or Not oyununda Türkçe desteği de var; Zero Hour içerisinde böyle bir destek yok.