İnsanlar da abartıyorlar artık, ne var bunda bu kadar hayran olunacak diye kendi kendime söylendiğim oyunlardan birisiydi Vampire Survivors. Biraz sinirle ve biraz da merak içerisinde bilgisayarıma kurmuştum. 8-bit grafiklerle, karmakarışık bir yapıda neler sunabiliyor, hiç mi oyun görmedi bu oyuna hayran olanlar diye kendi kendime serzenişte bulunuyordum. Sonrasında onlarca saat boyunca bu oyunu elimden bırakamadım. Başka bir oyunu deneyimlemek içimden gelmedi. Oyunu kapattıktan bir süre sonra biraz daha deneyeyim, haydi bir kere daha oynayayım demekten kendimi alamadım. Peki, ben de mi diğerleri gibi tuhaflaşmıştım, yoksa ortada oldukça başarılı bir iş mi vardı gerçekten?
Öncelikle bu oyunu ilk açtığımda farklı bir şey göremedim. Hatta beklediğimden çok daha az detayla karşılaştım. Bir tane kamçı kullanan bir karakter seçerek boşlukta üzerime türlü yaratık geliyordu. Sadece yön tuşlarını kullanarak bunlardan hem kaçıyor, hem de otomatik vuruşlarla bu yaratıkları öldürmeye çalışıyordum. Öldürdüklerimin bazısından mavi renkli taşlar düşüyordu. Düşen taşları topladığımdaysa seviye atlandığını fark ettim. Bir de altın toplanıyordu ama onun nerede kullanılacağını bilmiyordum. Mavi taşları toplayıp her seviye atladığımda bana 3 seçenek sunuldu. Ben de bilmeden bunlardan bir tanesini seçerek alanda kaçmaya devam ettim.
Seviye atladıkça açılan unsurların, sahadaki mücadeleme doğrudan etki ettiğini anlamamsa fazla zamanımı almadı. Örneğin, bir kamçı kullandığım halde seviye artışında kamçıyı seçtiğimde silahım 2. seviyesine ulaştı ve tek bir tarafa değil çift tarafa etki eder hale geldi. Böylece yaratıklardan kaçarken de bu yaratıkları öldürebildiğimi fark ettim. Daha hızlı yaratık öldürdükçe daha çok mavi taş topladım ve seviyemi yükselttim. Sunulan seçeneklerde ise seçimlerimle yeni silahlar ve geliştirmeler aldım. Tam biraz öğreniyorum galiba derken hunharca gelen düşmanların arasında kalarak can verdim. Nihayetinde çok da muhteşem değilmiş gibi bir yorumda bulundum.
Vampire Survivors için fikrimin değişim göstermesi ise oyunu kaybettikten sonraki saniyelerde gerçekleşti. Oyunu kaybetmiştim lakin bir sürü kilit açmış, oyundaki bazı unsurları aktif etmiştim. Ne değişti diye merakla bir kez daha deneyimlediğimde ilkine göre çok daha fazla silah kullandığımı, çok daha destek ögesi kazandığımı fark ettim. Bunlara ek olarak oynanış süresinde kazandığım altınlar sabit kalıyor ve kaybolmuyordu. Bu altınları kullanarak kalıcı geliştirmeler yapabiliyordum. Yeni alanlar ve karakterler açabilmek de oyunun boyutunu arttırıyordu. Nihayetinde anladım ki Vampire Survivors oynadıkça genişleyen ve oyuncuyu ödüllendirdikçe oyuna bağlayan bir zaman tuzağı ve çok ustaca hazırlanmış bir video oyunu.
Vampire Survivors ile saatlere elveda demek
Üst kısımda sizlere bilgisayardaki ilk Vampire Survivors deneyiminin başlangıç aşamasından bahsettim. Hemen her platformda yer alan bu yapım kısa bir süre önce Nintendo Switch için çıkışını gerçekleştirdi. Ben de internet sitemizde bir inceleme yazısı olmayan bu oyunun hem yeni sürümünü hem de genel anlamda neler ifade ettiğini sizlerle paylaşmak için yanıp tutuştum adeta. En başta belirttiğim gibi bazı bağımsız yapımların gereğinden fazla abartıldığını düşünüyorum ama Vampire Survivors abartıldığı kadar var diyebileceğim bir yapıt. Sırrı ne diye sorarsanız, kolay oynanış ve ödüllendirici yapısı olarak kısaca özetleyebilirim.
Yine bahsettiğim gibi Vampire Survivors sadece yön tuşlarıyla oynanan bir yapı üzerine inşa edilmiş vaziyette. Bir alanda oradan oraya kaçarak hareket ediyoruz yalnız bu yapı kendi içerisinde derinleşip gidiyor. Her bir deneyim en fazla yarım saat sürüyor ve oyundaki öldürülemeyen tek düşman tipi gelip canımızı alıyor. Üzülüyor muyuz, hayır. Üzülmememizin nedeni ise hemen her deneyimimizde kazanım veya çok sayıda kazanımlar elde etmemiz. Oyunun ana menüsünde bu kazanımlar için neler yapmamız gerektiği yazılı vaziyette. Oraya bakarak doğru adımlarla ilerleyebiliriz. Hiç bakmadan da sürekli yeni karakterlerin kilidini açıp bu yeni karakterlerle oynadığımızda da yeni kazanımları elde ettiğimizi görüyoruz.
Genel olarak Vampire Survivors oyununda bir Castlevania tarzı var. Orta çağ ikonları, vampir teması ve büyücülük bu oyunun temel yapısına yedirilmiş durumda. Seçebildiğimiz ilk karakter silah olarak bir kamçıyla oyuna başlıyor, hemen sonrasında kazandıklarımızla büyü atabilen, balta fırlatabilen yeni karakterleri açabiliyoruz. Yalnız bu karakterlerin silahlarına fazla takılmaya gerek yok çünkü bu silahlar sadece başlangıçta kullandığımız silah oluyor. Yine bahsettiğim üzere her seviye atlayışında yeni silahlar ediniyor bu silahları geliştiriyor ve farklı geliştirme seçenekleri üzerinden ilerleyebiliyoruz. Ayrıca, oyun içerisindeki kazanımlarımızın birbirleriyle kombinasyonları da bulunuyor. Kombinasyonlar sayesinde silahlar en güçlü hallerine yükseltiliyor.
Topladığımız altınlarla kalıcı güçlendirmeler yapıyoruz ki bunlarla canımızı, oyun içindeki seviye atlama hızımızı, yeni silahların bulunabilirliği gibi değerleri etkiliyor. Bir de oyunda bazı özel düşmanları öldürerek elde ettiğimiz sandıklarla bol miktarda altın ve bir güçlendirme kazanıyoruz. Süper sandıklara denk gelirse çok miktarda altın ile 3 yükseltme birden kazanılıyor. Sandık görürseniz almadan geçmememiz gerekiyor yani. Nihayetinde, oldukça kolay görünen bir yapının adeta bir gül goncası gibi açıla açıla ilerlediğini, her oynanışta yeni kazanımlarla daha başka kazanımlar elde edilebildiğini görmek Vampire Survivors oyununun sürükleyiciliğini üst seviyelere çıkartmayı başarıyor.
Nintendo Switch eksik kalmasın
Vampire Survivors belirttiğim gibi neredeyse tüm platformlarda mevcuttu ve en olması gereken yer olan Nintendo Switch tarafında yer almıyordu. Bu oyunun Nintendo Switch sürümü, diğer platformlara nazaran büyük farklılıklar içermiyor. Hem kontrolcüyle hem de mobil sürümler gibi dokunmatik ekranla deneyimler yaşayabiliyoruz. Bir de oyuna girerken 4 farklı profil tercihi bulunması dikkatimi çekti. Eşli oyunculu olarak 4 kişiye kadar arkadaşlarınızla eğlenceli deneyimler yaşayabilirsiniz. Performans olarak zorlayıcı bir yapı olmadığından ötürü akıcı bir oynanışı da Nintendo Switch konsolunun ekranında gözlemleyebiliyoruz.
Bu arada oyunun müziklerinin gayet güzel ve oynanışla uyumlu olduğunu da söyleyeyim. Oyunun aksiyon hızına güzel eşlik ediyor ve beni rahatsız etmediler. Genel olarak Vampire Survivors eğlencesinin Nintendo Switch sahiplerine de sunulmasını olumlu, hatta gecikmiş bir adım olarak değerlendirdiğimi söyleyebilirim. İşin ödeme kısmıysa biraz kafa karıştırıcı olabilir. Vampire Survivors, bilindiği üzere akıllı telefonlar ve tabletlerde ücretsiz olarak edinilebiliyor. Xbox Game Pass ile erişilebiliyor. Diğer taraftan yüksek olmayan ücretlerle PC ve konsollarda satın alınabiliyor. Nintendo Switch tarafında ise 5 Dolar gibi bir fiyatla satışa sunuldu.
Ülkemizdeki döviz durumuna göre 5 Dolar bile fazla gelebilir fakat Vampire Survivors ile alınacak eğlenceyi fazlasıyla karşılayacaktır. Yanılmıyorsam bu oyunun ek paketleri de 2 dolar gibi bir fiyatla dijital olarak satın alınabilir. Onlarca saatlik eğlenceli bir deneyim için ben bu rakamların verilebilir olduğunu düşünüyorum. Özellikle Nintendo tarafının ülkemize özel bir fiyatlandırma politikası yokken alt seviyeden alınabilir oyunlarla sıklıkla karşılaşmıyoruz. Pek çok bağımsız yapımın 20-25 Dolar gibi fiyat aralıklarıyla Nintendo Switch dijital mağazasında yer aldığını hatırlatayım.
Son sözlere gelirken eğer bir Nintendo Switch konsolunuz varsa Vampire Survivors deneyimini yaşamanızı önermek isterim. Olumsuz olarak söyleyebileceğim fazla noktalar bulunmuyor. Oynanışı etkilemiyor ama şahsi olarak bu oyunun grafiklerinin biraz daha iç açıcı olmasını isterdim. Oyunun temasının karanlık olduğunu biliyorum ama eski görsellik ısrarı bazen gereksiz geliyor. Bazen karmaşanın doruklara çıkması da rahatsız edici olabiliyor. En uzun yarım saatlik oynanış periyodları ise kısa yolculuklar için biçilmiş kaftan adeta. Vampire Survivors oyununu edinen Nintendo Switch kullanıcıları uzun süre sürükleyici bir yapıyla karşı karşıya kalacağını belirtiyorum. Unutmadan oyunun Türkçe metin desteğine sahip olduğunu hatırlatarak izninizle sözlerimi sonlandırayım.
